19 Şubat 2015 Perşembe

RUSYA GİBİ MÜTTEFİKİN, YUNANİSTAN GİBİ BORÇLUN, FED GİBİ DOSTUN OLSUN

Piyasaların önündeki endişe kaynakları birer birer sahneden çekiliyor. Sahneden çekiliyor diyoruz çünkü perdenin kapanmasından bahsetmek için çok erken. Oyun devam ederken ufak bir ara.

Önce Ukrayna gerginliği konusunda Batı ile Rusya arasında uzlaşma, ateşkes haberi geldi. Bu haber gelmeli, bu adım atılmalıydı çünkü batı dünyası Rusya’ya yaptırımları bir üst noktaya çıkarma arifesindeydi. Yaptırımlar Rusya’yı sıkıyor, doğru, ama  Yunanistan ile uğraşırken, Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye başladığı dönemde “ağır” Avrupa Birliği liderlerinin ekonomide yol almak için, yolda engellere tahammülü kalmadı. Hazır ufak ufak ekonomide toparlanma ışığı belirmişken sorunları büyütmek yerine çözümü ötelemek daha mantıklı gelmiş olabilir. Sağlanan ateşkesin elbette Ukrayna gerginliğini bittirdiğini, Rusya’nın Doğu Ukrayna’dan, Batı’nın NATO’yu Rus sınırına olabildiğince yaklaştırmaktan vazgeçirdiğini söylemek saflık olur. Bir molaya ihtiyaç vardı, alındı.

Yunanistan’da Syriza zaferi sonrası AB’nin güç merkezleri ile görüşmelerden sonuç çıkmadı. Taraflar hemen masadan el sıkarak kalkacak diye beklemiyorduk ancak masadan kalkışın agresif-kızgın-inatçı anlarını basın kanalıyla izleyince yavaş yavaş tedirginlik hissedilmeye başlanmıştı, çünkü iki taraf da (Almanya-Yunanistan) geri adım atmıyordu. Yunanistan’ın suyun üzerinde kalabilmesi için desteğe ihtiyacı var, bankacılık sistemi zorda, toplam mevduatın yaklaşık %10’unun kaçtığı haberlerini izliyoruz. Yunan halkı “bizi bu kemer sıkmadan, boyunduruk altında kalmaktan kurtar, nefes aldır” dediği partiye oy verdi, yeni lider seçim öncesi vaadlerini yerine getirmek için direndi ancak ülke içinde korku zaten sallanan sistemi, zora sokma noktasına geldi ve Syriza lideri pes etmek üzere. Yunanistan’ın anlaşma koşuluna bağlanmış IMF’den gelecek 7.2 milyar euro’ya ihtiyacı var. Mart ayında IMF’e 1.6 milyar ödeme yapmak zorunda.  Borç verenleri ile anlaşmaz, krediyi alamazsa borcunu ödemek için piyasaya dönüp çok yüksek faizle borçlanmaya çalışacak (kim borç verecek?) ya da default olacak, borcumu ödemiyorum diyecek. Almanya liderliğindeki AB yönetimi ise gevşeme kapısını bir kez Yunanistan’a açarsa o kapıdan ileride hiç hoşlanmayacağı siyasi hareketlerin girmesini istemiyor.

28 şubat Yunanistan için anlaşma sağlamada son tarih. Son güne kadar ümitler korunur, gelen haberlere göre (ki son 15 günde çok haberler geldi) Yunanistan AB’nin şartlarına teslim olmak üzere.

Piyasalara bir güzel haber de Fed’den geldi. Son Fed toplantısının tutanakları piyasalar için olabildiğince yumuşak. Erken bir faiz artırımından ve bunun ekonomide sağlanmış kazanımları geri almasından endişe ediliyor. Ayrıca Fed’in kendi içine odaklı olmadığını, dünyanın geri kalan kısmında neler yaşandığına yakından bakıldığını gördük. Fed piyasa tepkisinden endişe ediyor, diğer merkez bankalarının hamlelerinin olumlu değerlendirildiği ancak yanlış zamanda yapılmış faiz artırımının dengeleri bozabileceği endişesi göze çarpıyor.

Yani Fed tarafında yeni bir durum yok, beklemeye devam. Ekonomide toparlanma sene başından bu yana yolundan hafif saptı. Asıl soru 2015 yılı büyümesi faiz artırımını gerektirecek kadar yüksek olacak mı, kişisel tüketim harcamaları nasıl bir seyir izleyecek?

Brent petrol 45 dolara inerken, istihdam rakamları güçlü toparlanmaya işaret ederken harcanabilir gelirde artış desteklendi. Harcanabilir gelirler arttı fakat ABD tüketicisinde bir endişe var.  Kişisel harcama rakamları, perakende satış verisi iyi gelmedi, ABD halkı tasarruf oranını arttırdı. Çünkü petrol fiyatının tekrar yükselmesinden, istihdam piyasasının artışında güç kaybından endişe ediliyor. Bu durum Fed için faiz artırımında sabırlı olmak anlamına geliyor.

Fed sabırlı, Rusya barışçıl, Yunanistan masada ise piyasalar için yeterince iyi haber birikmiş demektir. Ancak bu durum coşkulu parti havası getirmez, fırsat olarak değerlendirilir. Dolarda değer kaybı izlerken, altında sert düşüşten sonra az da olsa toparlanmak, borsa için 24 şubat öncesi yukarıyı zorlamak, dolar/TL’de 2.40 seviyesi yaklaşmak mümkün.


Bir de 24 Şubat’ı atlatsak…