24 Şubat 2015 Salı
19 Şubat 2015 Perşembe
RUSYA GİBİ MÜTTEFİKİN, YUNANİSTAN GİBİ BORÇLUN, FED GİBİ DOSTUN OLSUN
Piyasaların önündeki endişe kaynakları birer birer sahneden
çekiliyor. Sahneden çekiliyor diyoruz çünkü perdenin kapanmasından bahsetmek
için çok erken. Oyun devam ederken ufak bir ara.
Önce Ukrayna gerginliği konusunda Batı ile Rusya arasında
uzlaşma, ateşkes haberi geldi. Bu haber gelmeli, bu adım atılmalıydı çünkü batı
dünyası Rusya’ya yaptırımları bir üst noktaya çıkarma arifesindeydi.
Yaptırımlar Rusya’yı sıkıyor, doğru, ama
Yunanistan ile uğraşırken, Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye
başladığı dönemde “ağır” Avrupa Birliği liderlerinin ekonomide yol almak için,
yolda engellere tahammülü kalmadı. Hazır ufak ufak ekonomide toparlanma ışığı
belirmişken sorunları büyütmek yerine çözümü ötelemek daha mantıklı gelmiş
olabilir. Sağlanan ateşkesin elbette Ukrayna gerginliğini bittirdiğini,
Rusya’nın Doğu Ukrayna’dan, Batı’nın NATO’yu Rus sınırına olabildiğince
yaklaştırmaktan vazgeçirdiğini söylemek saflık olur. Bir molaya ihtiyaç vardı,
alındı.
Yunanistan’da Syriza zaferi sonrası AB’nin güç merkezleri
ile görüşmelerden sonuç çıkmadı. Taraflar hemen masadan el sıkarak kalkacak
diye beklemiyorduk ancak masadan kalkışın agresif-kızgın-inatçı anlarını basın
kanalıyla izleyince yavaş yavaş tedirginlik hissedilmeye başlanmıştı, çünkü iki
taraf da (Almanya-Yunanistan) geri adım atmıyordu. Yunanistan’ın suyun üzerinde
kalabilmesi için desteğe ihtiyacı var, bankacılık sistemi zorda, toplam
mevduatın yaklaşık %10’unun kaçtığı haberlerini izliyoruz. Yunan halkı “bizi bu
kemer sıkmadan, boyunduruk altında kalmaktan kurtar, nefes aldır” dediği
partiye oy verdi, yeni lider seçim öncesi vaadlerini yerine getirmek için
direndi ancak ülke içinde korku zaten sallanan sistemi, zora sokma noktasına geldi
ve Syriza lideri pes etmek üzere. Yunanistan’ın anlaşma koşuluna bağlanmış
IMF’den gelecek 7.2 milyar euro’ya ihtiyacı var. Mart ayında IMF’e 1.6 milyar
ödeme yapmak zorunda. Borç verenleri ile
anlaşmaz, krediyi alamazsa borcunu ödemek için piyasaya dönüp çok yüksek faizle
borçlanmaya çalışacak (kim borç verecek?) ya da default olacak, borcumu
ödemiyorum diyecek. Almanya liderliğindeki AB yönetimi ise gevşeme kapısını bir
kez Yunanistan’a açarsa o kapıdan ileride hiç hoşlanmayacağı siyasi
hareketlerin girmesini istemiyor.
28 şubat Yunanistan için anlaşma sağlamada son tarih. Son
güne kadar ümitler korunur, gelen haberlere göre (ki son 15 günde çok haberler
geldi) Yunanistan AB’nin şartlarına teslim olmak üzere.
Piyasalara bir güzel haber de Fed’den geldi. Son Fed
toplantısının tutanakları piyasalar için olabildiğince yumuşak. Erken bir faiz
artırımından ve bunun ekonomide sağlanmış kazanımları geri almasından endişe
ediliyor. Ayrıca Fed’in kendi içine odaklı olmadığını, dünyanın geri kalan
kısmında neler yaşandığına yakından bakıldığını gördük. Fed piyasa tepkisinden
endişe ediyor, diğer merkez bankalarının hamlelerinin olumlu değerlendirildiği
ancak yanlış zamanda yapılmış faiz artırımının dengeleri bozabileceği endişesi
göze çarpıyor.
Yani Fed tarafında yeni bir durum yok, beklemeye devam.
Ekonomide toparlanma sene başından bu yana yolundan hafif saptı. Asıl soru 2015
yılı büyümesi faiz artırımını gerektirecek kadar yüksek olacak mı, kişisel
tüketim harcamaları nasıl bir seyir izleyecek?
Brent petrol 45 dolara inerken, istihdam rakamları güçlü
toparlanmaya işaret ederken harcanabilir gelirde artış desteklendi.
Harcanabilir gelirler arttı fakat ABD tüketicisinde bir endişe var. Kişisel harcama rakamları, perakende satış
verisi iyi gelmedi, ABD halkı tasarruf oranını arttırdı. Çünkü petrol fiyatının
tekrar yükselmesinden, istihdam piyasasının artışında güç kaybından endişe
ediliyor. Bu durum Fed için faiz artırımında sabırlı olmak anlamına geliyor.
Fed sabırlı, Rusya barışçıl, Yunanistan masada ise piyasalar
için yeterince iyi haber birikmiş demektir. Ancak bu durum coşkulu parti havası
getirmez, fırsat olarak değerlendirilir. Dolarda değer kaybı izlerken, altında
sert düşüşten sonra az da olsa toparlanmak, borsa için 24 şubat öncesi yukarıyı
zorlamak, dolar/TL’de 2.40 seviyesi yaklaşmak mümkün.
Bir de 24 Şubat’ı atlatsak…
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)