14 Eylül 2016 Çarşamba

Dünya Bankası'nda Danışman

Çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatırken çok lüks bir araba kendisine yaklaşmış. Arabadan üzerindeki kıyafetleri çok pahalı olduğu belli olan bir genç inmiş ve çobana sormuş

"süründeki koyun sayısını bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin?"

Çoban bir adama bir koyunlarına bakmış, "peki" demiş.




Fiyakalı genç bilgisayarını hesap makinesini, cep telefonundan GPS sistemini açmış, algoritmayı çalıştırmış, çarpmış bölmüş, ortaya çıkan 100 sayfalık rapordan sonra çobana dönüp "1248 tane koyunun var" demiş.

Çoban "doğru" demiş "sürüden istediğin koyunu alabilirsin"

Fiyakalı genç sürüden bir tane seçip, kazandığını arabanın arka koltuğuna koymuş, tam arabaya binip gidecekken bu kez çoban genç adama dönüp "eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verir misin?" diye sormuş. Genç "tamam" demiş.

Çoban "sen Dünya Bankası'nda danışmansın" demiş. Genç adam şaşırmış "nasıl bildin?"

Çoban "çok basit, buraya çağırılmadan geldin, benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için koyunumu istedin ve yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun, koyun diye köpeğimi aldın."

13 Eylül 2016 Salı

Uzman körlüğü

Fizikçi, matematikçi, kimyager, jeolog ve antropologtan oluşan bir heyet araştırma için araziye çıkarlar. Birden yağmur bastırır, ekiptekiler yakınlarındaki bir köy evine sığınırlar. Ev sahibi bir şeyler ikram etmek için mutfağa geçer. Ekibin bütün dikkati soba üzerinde toplanır.


Soba yerden 1 metre kadar yukarıda, dizili taşlar üzerine kurulmuş haldedir.

Sobanın neden böyle kurulmuş olabileceğini düşünürler, herkes kendi fikrini açıklar:

Kimyager " adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış olmalı" der.

Fizikçi " ev sahibi sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiştir" der.

Jeolog " burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan deprem anında sobanın taşların üzerinde yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmış" der.

Matematikçi "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış" der.

Antropolog "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıda kurmuş" der.

Bu sırada ev sahibi içeri girer, ona sobanın neden böyle yukarıya kurulduğunu sorarlar. Ev sahibi biraz mahcup " borumuz yetmedi" cevabını verir.

Sonuç:
1. Soruların cevabı her zaman karmaşık olmak zorunda değil.
2. Uzmanlık iyidir ama körlük yaratabilir. Uzmanın körlüğüne karşı uyanık olun.
3. Uzmanı dinleyin, anlattığı  çözümü basit/sade şekilde anlatamıyorsa ya büyük ihtimalle sorunu anlamamıştır ya da çözümü bulamamıştır.

1 Eylül 2016 Perşembe

Trading Balık Tutmaya Benzer

Bir gün bir balıkçı av malzemelerini ve balık sepetini alarak oltayla balık tutmaya gitmiş.



Gittiği yerde bol şans dilediği diğer balıkçılar çok şanslı değillermiş, henüz hiç balık avlayamamışlar. Adamımız oltasını atmış, kısa bir süre sonra oltasına büyük bir balık gelmiş. Ama adam balığı iğneden kurtarmış ve kendi kendine "olmadı" diyerek balığı denize bırakmış.

Kısa bir süre sonra ondan daha büyük bir balık yakalamış ama yine "olmadı" diyip balığı suya geri atmış.

En sonunda çevredekilerin alaycı bakışları arasında küçük bir balık yakalamış. Etraftaki balıkçılar "büyükleri beğenmediğine göre bunu hiç tutmaz hemen suya atar" diye düşünmüşler. Fakat adamımız balığı iğneden kurtardıktan sonra "oh be " diyerek balığı sepetine atmış. Balıkçılardan biri dayanamayıp sormuş "arkadaş büyük balıkları geri atıyorsun ama küçük balığı sevinçle sepetine atıyorsun, bu nasıl iş?"

Adamımız cevap vermiş "evet balıklar büyük ama benim sepetim küçük, ben sepetime uygun balıkları yakalama peşindeyim."

Trading de balık tutmaya benzer, taşınamayacak pozisyonların yüklenilmemesi gerek.

Başkasının kovasına değil kendi kovamıza bakmak gerek.

Kazanırken de kaybederken de sınırlarımızı bilmek gerek.