29 Temmuz 2012 Pazar

Piyasalar piyasalar

Draghi konustu borsalar parite gold costu. Fakat coskunun alti bostu.

Draghi yeni birsey soylemedi, soyleyecek hali de yok cunku kagit ustunde yetki onda, ipler Merkel'de. Piyasalarin cosku ile istediklerine Almanlarin tamam demesi cok zor. Piyasalar cosuyor cunku coskuya ac. Uyusturucu bagimlisinin "yeni mal geliyormus" haberine tepkisi neyse borsalarin da "para geliyor" haberine tepkisi o.

Bernanke'den de yeni bir hamle beklemem. Madem gundemde Draghi var ilk hamleyi o yapsin diyebilir.

Persembe gunune kadar piyasalar gercegi gormek yerine kendi beklentisini empoze etmeye devam eder. O yuzden yukselis olmaz diyemem kisa pozisyon tasimam borsada. Gold sattim 1630 u asarsa yine satarim. Persembe gunu endeks short icin tetikte beklerim.

Published with Blogger-droid v2.0.6

27 Temmuz 2012 Cuma

Altın yükselir mi ?

1575 seviyesinden yükselmeye başlayan altın 3 günde % 3.5 yükseldi ve 1630 direncine dayandı. 1630'dan sonraki hedef 1660. Peki yükselmeye devam eder mi ?

3 günde yaşanan yükseliş az değil. Normal koşullarda 1630 civarında biraz oyalanma beklerim. Bu oyalanma için yeterli sebep de var, FED'in önümüzdeki hafta yapacağı açıklamalar, Merkel'in son Draghi hamlesine dair yorumları ( Merkel ay sonunda tatilden dönecek yani bu da haftaya kaldı).

Parasal genişleme,kurtarma fonu hamleleri masada ağırlığını hissettiriyor veya bizim öyle hissetmemiz isteniyor bunu bilemeyiz ama önümüzdeki haftanın açıklamalarına kadar ciddi bir düşüş beklemek doğru olmayabilir. Bernanke QE3 olasılığını arttırıcı maddelerden bahseder mi ? Kanaatim seçimlerden önce  parasal genişlemeyi gerektirecek (ekonominin zayıflığını vurgulayan) veriler gelmeden konuyu geçiştirecek, son dönemde yaptığı gibi her olasılık masada deyip geçecek. Aksi halde erken davranılmış bir hamlenin siyasi sonuçlarına katlanacaktır.

Parasal genişleme beklentisi canlı tutuldukça altın fiyatında düşüş beklemek zor. Ancak ben parasal genişleme olasılığını düşük görüyorum. Bu durumda bana göre altın fiyatları 1560-1660 aralığında gider gelir. Ta ki bu denklemi değiştirecek gerçek adımların sesini duyana kadar. O zamana kadar 1630-1660 aralığı sat, 1560-1600 aralığı al.



25 Temmuz 2012 Çarşamba

Garanti - İş C farkı


İş C, Garantiye göre son yükseliş trendinde daha yüksek getiri sağlamış. Zirveden düşüşte iki hissenin kayıpları birbirine çok yakın. Bugüne göre de İş C, Garantiye göre son düşükten geri dönüşte daha primli.
İş C - Garanti kıyaslamasında İşC performası bir boy önde.

Garanti 25 mayıs dibi   5,62          5 temmuz zirvesi    7,16         prim %27
İş C 1      haziran dibi   3,73         10 temmuz zirvesi   5,01         prim %34

Geri çekilme başladıktan sonra Garanti en düşük 6,64    zirveye göre % 7 geri çekilme
                                                İş C     en düşük 4,60    zirveye göre % 8 geri çekilme

Son durum Garanti kapanış 6,84     en yakın dibe göre %3 primli
                  İşC      kapanış 4,81     en yakın dibe göre %4,5 primli


GARANTİ

Teknik analiz açısından Garanti hissesine bakalım.

5 Temmuz 7.16 birinci zirve. 
10 Temmuz 7.16 ve ikinci zirve. 
7.16 başlayan geri çekilme ve 6.88 desteğinin kırılması, 6.70'e kadar geri çekilme. 
Şimdi ikili zirvelerde sıkça görülen eski destek-yeni direnç bölgesinin aşılma çabası. 6.88 geçilemezse düşüş sert olur 6.40 ve altına doğru. Bilanço vs. ile yükselmeye niyet varsa 6.88 aşılmalı, bir an önce. Yoksa düşüşün stresi birikiyor.


17 Temmuz 2012 Salı

Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler


Ekonomiyle ilgilenmek bir tercih değil mecburiyet. Bu mecburiyet noktasında kimileri amatör kimileri profesyonel.

Ekonomi eğitimi alan öğrenci de olsanız, gazetelerde dergilerde ekonomist olarak fikir de beyan etseniz Dr. İnan Doğan’ın size söyleyecekleri var. Çoğu yanlış bilinen, dolayısıyla yanlış yorumlanan temel meseleler. Konuyu “ Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler” kitabında detaylı inceleyebilirsiniz. 




Kitaptan alıntılar:

* Doğru analiz yapabilmek için doğru rakamları kullanıp doğru hesaplamaları yapmak gereklidir. Doğru analiz yapabilmek için doğru istatistiklere bakmak gereklidir.

* Nominal faizlerin yüksek mi yoksa düşük mü olduğu enflasyona oranlayarak değil, enflasyondan çıkarılarak hesaplanır. Buna reel faiz denir. Riski az olan ülkeler %2-4 arasında reel faiz öderler, orta riskli ülkeler %4-7 arasında, yüksek riskli ülkeler %7’den fazla.

* Borç stokunun ciddiyeti mutlak rakamlara bakarak değil, GSYİH’ya oranı alınarak ölçülür.

* Dünyanın neredeyse her yerinde ve her zaman fiyatlar artar. Eğer fiyatlar eskiye göre daha az artıyorsa enflasyon düşüyordur, eskiye öre daha fazla artıyorsa enflasyon yükseliyordur. Eğer fiyatlar düşüyorsa, ki bu nadiren olur, buna deflasyon denir.

* Bir ülkenin parası %10 değer kaybederse halkının ne kadar fakirleştiği ülke ekonomisinin dışa açıklık oranına ve kurlardaki değişimin fiyatlardaki etkisine bakarak belirlenir. TL %10 değer kaybederse, halk yaklaşık %1 fakirleşmiştir. Dış ticarete tamamen kapalı ülkeler paralarının değerinin değişmesiyle ne zenginleşirler ne yoksullaşırlar.

* Geliriniz ya da gideriniz döviz cinsinden değilse döviz piyasasından uzak durun, piyasayı sağmaya kalkmayın.

* Ülkede ortaya çıkan tasarruf açığına cari açık denir. Cari açığı azaltmanın en doğru yolu tasarrufları arttırmaktır.

İşçilerin verimliliği arttıkça hem o işçilerin hem o ülkedeki diğer çalışanların aldıkları ücret artacaktır. Gelişmiş ülkelerdeki berberlerin ülkemizdeki profesörlerden daha fazla kazanmasının sebebi budur.

* Gelir dağılımının düzelmesi her zaman işler iyiye gidiyor anlamına gelmez. Yoksulların durumundaki değişimi merak ediyorsanız bakmanız gereken yer gelirlerindeki artış oranıdır.

* El elin eşeğini türkü çığırarak ararmış, dünyanın her yerinde devletin başındakiler de sizlerden topladıkları vergilere maalesef aynı muameleyi yapar.

* Devletler çoğu zaman birşeyleri bahane göstererek vergi ve ceza gibi yöntemleri devreye sokarlar. Çoğu zaman bu uygulamalar bilimsellikten uzak, politik, keyfi kararlara dayandığından problem daha da kötüleşir, ortaya yeni problemler çıkar.

* Paranızı tutup da yatırım fonlarına koymayın kendinizden ziyade beceriksiz fon yöneticilerini ve onların şirketlerini zengin edersiniz.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Doğru aracı kurum seçimi

İlgilendiğiniz piyasada doğru işlemi yapabilmek için gösterdiğiniz çabayı, müşterisi olduğunuz aracı kurumu seçerken de gösteriyor musunuz ? Yoksa  sizin için eş dostun da orada olduğu, düşük komisyon oranıyla çalışabildiğiniz kurum yeterli mi ?

Müşterisiniz, seçme hakkınız var, pazarlık hakkınız var. Aşağıdaki soruların cevabını işlem yaptığınız aracı kurumda buluyorsanız doğru yerdesiniz demektir.
1. Kurumun araştırma departmanı nasıl çalışıyor, kaç adet analisti var ?
2. İlgilendiğiniz piyasada kaç tane ürünü analiz ediyor? Mesela hisse senedi piyasasında kaç şirketi?
3. Analiz-rapor yayınlama sıklığı nedir ? Çok geç mi kalınıyor, gereksiz erken mi davranılıyor?
4. Analizlerin yorumların tutarlılığı ne?
5. Kurum sizi riskli işlemlere mi yönlendiriyor ? Kurumun risk algısıyla sizin risk algınız örtüşüyor mu ?
6. Aracı kurumunuza her aradığınızda rahatça ulaşabiliyor musunuz?
7. İşlem emirleriniz hızlı bir şekilde iletiliyor mu?
8. Kurumun internet sitesi sizi istediğiniz yere en kısa sürede götürüyor mu? Yoksa dolanıp duruyor musunuz site içinde ?
9. Aracı kurum teknolojik gelişmeleri takip ediyor mu ? Mesela Apple uygulamaları varken Android uygulaması var mı?
10. Kurum elemanları konularında yeterli bilgiye sahip mi yoksa 5 dk sonra sorduğunuz cevap için size dönecekler mi?
11. Aracı kurum kendi çalışanlarına da yatırım yapıyor mu, yani gerekli eğitimleri veriyor mu?
12. Personel bütün yatırım araçlarından ve onların avantajlarından dezavantajlarından haberdar mı ? Yoksa bir kanala angaje olmuşlar aynı şeyleri mi tekrar ediyorlar ?
13. Aracı kurum çalışanları ekonomiyi okuyabiliyorlar mı, gelişmelerden haberdarlar mı?
14. Piyasadaki ani gelişmelerden sizi haberdar ediyorlar mı ?
15. Aradığınız cevaplara tatmin edici cevaplar alabiliyor musunuz ?

16. Komisyon oranlarınız makul seviyede mi ? Yani aldığınız hizmetle ödediğiniz bedel orantılı mı?

13 Temmuz 2012 Cuma

Önümüzdeki hafta VOB 30 Endeks

Önümüzdeki hafta piyasa dengelerini etkileyecek önemli yurt içi ve yurt dışı ekonomik veriler mevcut.

Yurt dışından en önemli veriler 17 Temmuzda açıklanacak ABD Bej Kitap, 18 Temmuz ABD konut verileri  ve haftalık işsizlik başvuruları rakamları. Krizin başlangıç noktası olarak görülen konut sektöründeki gidişat, geleceğe dair ekonomik toparlanma ümitlerini etkileyecek.

Son dönemde ABD verileri içinde istihdam dataları daha önemli bir hal aldı. FED parasal genişlemeye gidecek mi QE3 geliyor mu? sorularının cevapları istihdam datalarında aranıyor. Verilerin kötü gelmesi yeni parasal genişleme ümitlerini canlı tutuyor. Paradoks olarak görülse de kötü veri borsaları emtiaları canlandırıyor, ekonomik toparlanmaya dair verilerin piyasaları olumlu etkilemesi beklenirken, bu beklentinin tersi bir pratik yaşıyoruz.


İçeride en önemli gündem 19 Temmuz Perşembe günü açıklanacak Merkez Bankası faiz kararı. Piyasada MB politika faizinde 50 baz puanlık bir indirim beklentisi var. Bu beklentide büyük  merkez bankalarının faiz indirme furyasının etkisi de var. MB’nın politika faizinde üst banda dokunmadan alt bandı (5.75) aşağı çekmesi  ilk önce bono piyasasını etkileyecektir. Bono faizinde 7.70 bileşik oran resmin içinde. Enflasyon oranındaki gerileme de MB’nın faiz indirme konusunda elini güçlendiriyor. Yani zaman ve zemin faiz indirimi için uygun.


Ağustos vade Endeks 30 kontratında pozisyon dağılımına baktığımızda Cuma sabah itibariyle ilk 5 aracı kurumun net UZUN pozisyonda olduğunu görüyoruz. Açık pozisyon sayısında cuma sabahına göre  bir haftada 23.670 adet artış var. İlginç olan; Ağustos vadede sözleşme başlangıcından bu yana ilk defa açık pozisyon sayısında artış yaşanması.


Açık pozisyon sayısındaki artışı grafikteki sıkışmayla beraber değerlendirirsek, piyasada bir trend oluşumu eğilimi güçleniyor diyebiliriz.

10 Temmuz 2012 Salı

İDO ve özelleştirme



İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş İstanbul’un deniz ulaşımına ve trafik sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla 1987 yılında kurulmuştur. İDO’nun web sitesine girdiğinizde bu cümleyle karşılaşıyorsunuz. Fakat son zamanlarda İDO denilince yaşadığımız, okuduğumuz,duyduğumuz  şey hep şikayet hep şikayet. Ne oldu İDO’ya da bir anda neredeyse kendisinden nefret edilen bir kurum haline geldi ?

2011 Haziran’ında İDO özelleştirildi. Tepe-Akfen-Souter-Sera grubunun oluşturduğu TASS ortak girişim grubu İDO’yu devraldı. Biz de vatandaş olarak özelleştirmeden sonra daha kaliteli, daha yaygın hizmet bekler olduk. Öyle ya, özel girişim satın aldıktan sonra kar elde etmek için sunulan hizmette farklılığa giderdi.

Gitti. Örneğin  Eskihisar-Topçular hattında sıra beklemek istemeyene belli bir miktar fazla ödeme karşılığı “öne geçme hakkı” sunuldu. Çünkü paran varsa hakkın vardı. Biz ne hizmeti aldığımızı anlayacak çapta insanlar olmasak da aldığımız bilet faturalarına “hizmet bedeli” kesildi vs vs.
İş öyle bir noktaya geldi ki İDO yönetiminin yaptıklarına patron bile itiraz etti.

Aslında konumuz İDO değil. Özelleştirme. Özelleştirme iyidir diyenler önümüze hep şu iddiaları koydular , ben de itirazlarımı parantez içine aldım :

1-   Özelleştirme devletten alıp halka vermektir. (hangi şirket büyük grupların eline geçmedi de halkın hissedar olmasıyla el değiştirdi)

2- Özelleştirme demokratikleşme getirir. (o kadar özelleştik hala demokratikleşemedik mi?)

3-   Özelleştirme girişim ruhunu kamçılar. (ortada bir kamçı var ama acaba kamçı kimin elinde kimin sırtında? )

4-   Özelleştirme servetin geniş kitlelere dağılımını sağlar.(buna iddia sahibi bile inanıyor olamaz)

5-   Özelleştirme toplumu kamburdan kurtarır.(toplumda o kadar çok kambur var ki nedense hep kazanç sağlayan kamburlardan kurtulma çabası içindeyiz)

6-   Özelleştirme kamu kesimindeki işçi fazlalığını önler.(insanları işsiz bırakarak bu sorunu aşabilirsiniz doğru)

7-   Özelleştirme yolsuzlukları önlemenin yoludur.(ne özelleştirmeler gördük tamamen yolsuzluktular)

8-   Özelleştirme biriken borçların ödenmesini sağlar.(mirasyedi gibi,paran mı bitti, varlığını sat, o kadar sattık sattık,borcumuz azaldı mı? )

Özelleştirme aynı kalitede,bazen daha kalitesiz mal ve hizmetin, daha yüksek fiyatla halka sunulması olmamalı.Neo-Liberal kapitalizm bize değişik yollardan kazık atmaya devam ediyor. 200 yıl önce hangi güdüyle davranılıyorsa bugün de aynı. Sadece isimler değişik.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ağustos vade 81 bine mi gidiyor ?

VOB 30 endekste mayıs ayı sonundaki   62 bin seviyesinden 6 Temmuz'da  77.275 seviyesine gelindi. Yaklaşık 18 bin puanlık yükseliş. Devamı gelir mi ?


Son dönemde yurt dışı borsalardan pozitif ayrışma yaşıyoruz. Notumuz yükseltiliyor, büyüme enflasyon vs ekonomik verilerimiz iyiye yorumlanıyor. En son cuma günü de Avrupa borsaları %2 eksideyken biz içeride günü yine yüksekte kapattık. Son konuşulan malzememiz "ülkenin notu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilecek". Bu dedikoduyu bir kenara bırakır da eldeki verilerle orta vadeli bir öngörü ortaya koyalım dersek ;


Avrupa Merkez Bankası faizleri indirdi ama asıl hamle mevduat faizlerini sıfırlayarak yapıldı. AMB " sana verdiğim parayı bana getirme, faiz vermeyeceğim, git kredi olarak dağıt" demek istiyor. Bankalar hemen AMB'nin yönlendirmesine ayak durdurdu mu ? Açıklanan rakamlara göre hayır. Paranın %80'i hala AMB'na park ediliyor. Peki bu olaydan bize ne ?


Yurt içi piyasalarının bu işe tepkisi faiz piyasasından başladı. Bono faizleri geriliyor. Beklenti; yüzde 0 faizle Euro bölgesinde duran para Türkiye'ye gelecek. Mantıklı bir beklenti.


Sıcak paranın geleceği beklentisi, içeride faiz indirimini de gündeme getirecek. Zaten faiz,MB tarafından kendisinden hoşlanılmayan bir şey. Ne kadar düşük olursa o kadar iyi ekonomi yönetimine göre. Enflasyondaki düşüşün de desteklemesiyle, büyümede yıl sonu hedefine yaklaşmak, iç tüketimi canlandırmak için faiz indirimi bekleyebiliriz. Faiz ve kur kendisine rakip olan borsada bu durumda yükseliş kaçınılmaz


Yurt dışından sermaye akışı yaşayan, enflasyonu düşük,büyümesi fena olmayan bir ülkenin notu artmasın mı artık ?

Grafik bize bahsettiğim senaryo doğruysa  76.500 seviyesi ve üzerinde kalındıktan sonra 81.000 hedefini gösteriyor. Senaryoda yanlışlık varsa kısa vadede olabilecek dip seviyesi 72 binli seviyeler.


Küçük yatırımcı short pozisyonda. Onları da köşeye sıkıştırmak için yeterli malzeme var gibi duruyor.



4 Temmuz 2012 Çarşamba

Yarin ne olur?

Ecb yarin faiz kararini aciklayacak.Beklenti 0.25 hatta 0.50'lik faiz indirimi. Bu beklenti gerceklesirse ne olur?

Once parite. Faiz oraninin gerilemesi euro yu dolara karsi zayiflatir.Dolara karşı faiz avantajından kayıp yaşayan euroda Eurusd paritesi 1.23 ve altina inebilir.

Borsalar indirim beklentisini satin aldi. Beklenen oranda indirim gelirse once yukari tepki akabinde realizasyon gelebilir. Beklenti alinir gerceklesme satilir.

Altin. Kotu gelen abd verilerinin yaninda ecb den faiz indirimi gelirse fed den parasal genisleme beklentisi daha da canli tutulmaya calisilir. Degeri dolarla olculen varliklarin fiyati yukselir. Altinin da.
Published with Blogger-droid v2.0.6

3 Temmuz 2012 Salı

Vecd Halindeki Biatçı Ekonomistler


Yoksa sende mi hainsin?

Jöleli diyerek haksız yere kendisiyle dalga geçilen büyük Türk düşünürü Yiğit Bulut’un Türkiye’nin ihracat artışına sevinmeyenleri neredeyse ihanetle suçladığı yazısını gördünce, her Türk gibi ben de kendimden bir an şüphe ettim. Acaba hain miydim? Hemen devletin açıkladığı ihracat rakamlarına bakıp detayını görünce derin bir oh çektim. Şükürler olsun hain değildim.

Bizi şüpheye sevk eden, kafa karıştıran, ortalığı aydınlatıyorum diyerek daha da bulandıran ekonomicilerin ilk icraatı değildi bu halbuki. Biattan önce (BÖ) ve biattan sonra (BS) söylediklerini yanyana koyunca, bu tip, kıvırmada dansözleri bile kıskandıran, seri dönen insanların söylediklerini dikkate almak başlı başına akıl sağlığını bozucu bir etkiye sahip. Sadece akıl sağlığımızla oynasalar iyi, cebimizle de oyunuyorlar. BÖ,  ekonomi bugün tapındıkları hale gelmeden 4-5 yıl önce, bugünün tohumları atılırken, mesela borsa 15 bin seviyesindeyken,”bu ekonominin motoru yok,borsalar yalan dolan” diyenler, endeks 30 bine gitmişken insanlara yüksek fiyatlardan dolar aldırıp yıllarca taşıtan, 60 bin olunca da “borsaya gelin endeks 100 bin” diyenler aynı insanlardı. 

Üretmek için bile ithalat yapmak zorunda olan bu ülkede, tasarruf edemeyen bu ülkede günlük ekonomik faaliyetlerin  aksamaması için dışarıdan 300-400 milyon dolar gerekiyorken, sizi gidi faiz lobicileri sizi diyip fırça atanlar, patronlar bankalarını yabancılara satarken ihanetle suçlayanlar aynı kafanın insanlarıydı. Bakın patron bankasını dün yabancıya sattı, bugün 2 tane banka alabiliyor. İyi ki işadamlarımız bu tip ekonomicileri dinlemiyor. Yoksa maazallah…

İhracata sevinme konusuna gelince…Sevinin ihracatımız %13 artmış. İthalat o kadar artmamış. 2011 yılında 100 dolarlık bir mal üretimi yapmak için 41 dolarlık ara malı ithal etmek zorunda olan ülkemiz için, elbette ihracatın ithalattan hızlı artması sevindirici…de, ne ihraç etmişiz acaba ?

İhracat denince burada üretilen malın dışarıya satılması geliyor akla normal olarak. Biz ise üretmediğimiz, bu topraklardan çıkmayan, ithal ettiğimiz altını İran’a ihraç etmişiz. Tutar 3 milyar dolar. Altın ihracatımızı bir kenara koyarsak ihracattaki artış % 6.
Ekonominin gerçeklerine gözleri kapatmak, görmemek nasıl bir vecd halidir ki insanı kendinden geçirir. Biz ülke olarak ekonomide dün yaptığınız gibi ne yerin dibine sokulacak nede bu gün yaptığınız gibi arşa çıkartılacak haldeyiz. Sorunları olan, bu sorunları aşmak için çabalayan bir ekonomiyiz. Ekonomi de rakamlar üzerinden insanları aldatma bilimi değildir.

Tanrı Türk’ü vecde geçmiş, herhangibir uçta biat etmiş gerçeklerden kopmuş ekonomicilerden korusun.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Ağustos vade düşer mi?

Ağustos vade endeks haftanın ilk gününü 675 puanlık düşüşle 75.800 seviyesinden kapattı. Peki bu hafta piyasada neler yaşanabilir?

Önce eldeki verilere bakalım, piyasa hangi beklentilerle hareket ediyor? Piyasanın şu anki seviyede, daha üstünde veya aşağıda olmasını gerektiren sebepler neler olabilir ?

Dünya ekonomisine dair veriler bir iyi bir kötü geliyor, kafalar karışıyor. Şunu bilmekte fayda var, şu an için veriler sadece işlem hacmini arttıran bir faktör, pozitif veya negatif kalıcı bir etki yaratmıyorlar.

Endekste yükseliş bekleyenlerin tek bahanesi not arttırımı beklentisi.

Düşüş bekleyenlerin bahaneleri daha çok. Suriye gerilimi, yükselmiş fiyatlar vs.

Haftanın seyrini etkileyecek en önemli açıklama perşembe günü Avrupa Merkez Bankası'ndan gelecek, faiz kararı açıklanacak, 0.25lik indirim bekleniyor.

Teknik analiz ne diyor ?
Aşağıdaki grafikte Ağustos vadenin saatlik grafiği görülüyor.
Fiyat kanalın üst bandına değdi ve geriliyor. 77 bin seviyesi kısa vadeli direnç, 75.700 ve 74 bin seviyeleri destek bölgeleri.Haftanın ilk gününde 75.700 görüldü ve tutunmaya çalışılıyor.

Beklentim hafta ortasından itibaren piyasanın kısa vadeli realizasyona geçmesi ve 74.700 lere kadar gerileme.