3 Kasım 2014 Pazartesi

KASIM AYI ALTIN

Ekim ayı altın için değer kaybının devam ayı oldu. Altın en yüksek 1255, en düşük 1160 dolar seviyelerini gördü ve ay 1172 dolar seviyesinden tamamlandı. Eylül ayına öne yaklaşık % 2,9 oranında değer kaybı yaşandı.

Fed ve ABD ekonomisi yorumlarını USDTRY analizinde yapmıştık, altın için riskli varlıklar cephesinden değerlendirmeyle devam edelim.

Borsa endeksleri ile altın arasında negatif korelasyon var. Dünyanın önemli borsalarında yükseliş varsa altın aşağı yönde baskılanıyor. Borsaların düşmeye başladığı dönemi altın yükseliş fırsatı olarak değerlendiriyor. Bunun net örneğini ekim ayı içinde gördük. SP500 endeksi 9 ekim tarihinde 1967 seviyesinden düşmeye başladı. Düşüş 15 ekime, 1820 seviyesine kadar devam etti. Bu hareket endeksin yaklaşık % 7,5 oranında değer kaybetmesi demekti. Aynı dönemde, 9 ekim tarihinde altın 1223 dolar seviyesindeydi, 3 gün önce 6 ekim tarihinde 1182 seviyesi görülmüştü. Bu seviyeden başlayan yükseliş 15 ekimde 1249, 21 ekimde 1255 dolar seviyesine kadar devam etti. Dip seviyeye göre % 6 oranında bir yükseliş yaşandı.

Devamında SP500 1820 seviyesindeki dibinden 1994 seviyesine kadar yükseldi, %9,5 oranında yükseliş yaşandı. Altın 1255 dolar seviyesinden 1160 seviyesine geriledi (%7,5 oranında gerileme)
Borsa endeksi ile (riskli varlık), altın (güvenli liman) arasındaki ilişki bu şekilde. Risk iştahında azalma varsa altın tercih ediliyor, riskli varlıklardan kaçış yoksa, tersine artan talep gözleniyorsa altın için düşüş kaçınılmaz.

Dolar endeksi cephesinden de altının incelenmesi gerek. Dolar endeksi ekim ayı içinde 84,4 seviyesine gerilese de ekim ayı 87,1 seviyesinden tamamlandı. Doların değer kazanması da altın fiyatını aşağı yönde baskılıyor.

Altın üç kez test ettiği 1180 seviyesini güçlü bir destek olarak kabul ettirmişti. Şimdi bu destek kırılma tehlikesiyle karşı karşıya. Kasım ayının ilk haftasında güçlü gelebilecek ABD verileri altın için 1180 desteğinin kırıldığının teyidi olabilir. 1180 seviyesinin altında olmak 1000 dolar seviyesine kadar geri çekilme senaryolarını canlandıracaktır. 680 dolar seviyesinden başlayıp 1920 seviyesine kadar devam eden yükselişin Fibonacci seviyeleri hesaplandığında 1150 seviyesinin son önemli destek olduğu görülebilir. Düşüş tehlikesinden kurtulmak için altın ilk önce ve hemen 1180 seviyesi üzerine çıkmalı. 1200 dolar seviyesi üzerinde gün sonu kapanışlar olmadan düşüşün bittiğini söylemek zor olabilir.

Altını değerlendirmek için yine ABD borsalarına bakacağız. Şu anda zirve seviyelerine ulaşmış endekslerde yükseliş devam ettikçe altın için yükseliş anlamında pozitif olmak zor. Borsalar gerilemeye başlarsa bu senaryoda altın en azından 1180 dolar seviyesi üzerinde kalabilir, hatta 2000 seviyesini aşabilir.

Ay boyunca konuşulacak diğer bir konu ise İsviçre Merkez Bankası’nın rezervlerindeki altın oranının %8’den %20’ye çıkarılması ve altın satılmaması konusundaki 30 Kasım referandumu olacak. Referandumdan evet kararı çıkarsa İsviçre Merkez Bankası 5 yıl içinde yaklaşık 1500 ton (1 yıllık dünya altın üretiminin yarısı) alacak. Bu olasılık ise altında yükselişe destek arayanların bir köşeye aldığı not olacaktır.

Destekler: 1150-1000-900

Dirençler: 1180-1200-1250

KASIM AYI: EURUSD

Euro ekim ayında da dolara karşı değer kaybetmeye devam etti. Parite ay içinde en yüksek 1,2885 en düşük 1,2485 seviyelerini gördü, ekim ayı 1,2520 seviyesinden tamamlandı.

Fed ve dolar cephesinden değerlendirmeyi USDTRY analizinde yapmıştık, EURUSD için tekrara düşmeden, euro cephesinden değerlendirmeye geçelim.

Ekim ayının ana konusu ECB’nin parasal genişlemeye gitme adımları ve bankacılık sektörü stres testleriydi. Hedefli refinansman operasyonunun  (TLTRO) ilk turunda katılımın hayal kırıklığı yaratmasına sebep olarak gösterilen stres testi sonuçları pek parlak değil. Bunun öncesinde testin kurgulanma yöntemi de sorgulanabilir. Stres testi yüksek enflasyon ortamında 11 bankanın zorda olduğunu gösterdi. Fakat şu an Euro Bölgesi için enflasyon değil deflasyon tehlikesi var. Ve bu tehlikenin aşılacağına dair sağlam bir dayanak da görülmüyor.

Son dönemde gelen, hayal kırıklığı yaratan bölge makro verileri Draghi’ye parasal genişleme için dayanak oldu. Alman ekonomisinin de küçülüyor olması ECB üzerindeki Bundesbank baskısını (tam olmasa da) azaltmış görülüyor. ECB önce covered bonds alımıyla başladı, devamında şimdilik erken olduğunu düşünsek de şirket tahvilleri alımı bekleniyor. Copy-paste Fed veya Boj benzeri bir genişlemeyi ECB’den beklemek mümkün değil ama ECB artık rahat hareket etmek için bahar aylarına göre daha uygun koşulları buluyor.

ECB’nin amacı bölge içinde kredi mekanizmasını canlandırıp tüketimi artırıp enflasyonda kıpırdanma görmek. Bu amaca ulaşmak için negatif faiz uygulamasından TLTRO’a, oradan varlığa dayalı menkul kıymet alımına kadar gelindi. Fakat ECB istediği hedefe ulaşabilecek mi? Tasarrufun cezalandırılmasıyla tüketime yönelim olmayacağına inanıyoruz. Kredi kullanmaya gereksinim zorla edindirilemiyor. Önce bölge içinde hala eksik olan güvenin tesis edilmesine ihtiyaç var. 18 ayrı ülkenin değişik öncelikleri, değişik sorunları varken, sadece ortak para birimi birlikteliği ile mali birlik olmadan, bir merkez bankasının yapabilecekleri de bir yere kadar. İtalya, Fransa gibi ülkeler yapısal reform yapmamakla eleştirilirken, sorunlu ülkeler kemer sıkma politikasına isyan ederken Merkel bütçede tavizsiz sıkı duruşdan bahsediyor.

Bir taraftan doları mecburen değerli kılmak zorunda olan Fed, diğer taraftan euro’yu değersiz kılma adımları atan ve atması beklenen ECB, EURUSD için düşüş senaryolarını güçlü kılıyor. Paritede yükselişler satış fırsatı olarak değerlendiriliyor.

Paritede 2,25 seviyesi şimdilik güçlü bir destek. Fakat kasım ayı içinde ABD’den güçlü ekonomik veriler, Euro Bölgesi’nden zayıflamanın devamına işaret eden veriler gelirse paritede aşağı yönde baskı devam edecek. 1,25 seviyesinin altında en yakında destek 1,20 seviyesinde. ECB’den beklenen adımların hızlanması veya Euro Bölgesi ekonomisinin daha da kötüleşmesi durumunda 1,20 seviyesi yıl sonu hedefi olabilir. Tersi durumda atıl kalan bir ECB senaryosunda 1,25 seviyesi şimdilik kısa vadeli dip olabilir.

Destekler: 1,25-1,23-1,20
Dirençler: 1,2750-1,29-1,30

KASIM AYI DOLAR/TL

Ekim ayına 2,2778 seviyesinden başlayan parite en yüksek 2,3066 en düşük 2,1897 seviyelerini gördü ve ay 2,2220 seviyesinden tamamlandı. Ağustos ayının 2,2774 seviyesinden kapanışına göre ekim ayında % 2,4 oranında gerileme yaşandı. Dolar endeksinin aylık bazda %1,1 oranında yükseldiği dönemde gelişmekte olan ülke para birimleri daha fazla değer kaybettiler.

Pariteye dolar cephesinden bakınca Fed’in varlık alımını sonlandırdığı ayda faiz artırım sürecinde iki başlığa odaklanıldığı görülüyor; enflasyon ve ücretler.

ABD’de işsizlik oranı %6’nın de altına indi, eğer büyük bir yol kazası olmazsa 2015 yılında Fed’in tam istihdam seviyesi olarak kabul ettiği %5,5 seviyesine ulaşılacak. İstihdam piyasasında sorun ücretlerde, ekonomik sistem istihdam yaratıyor fakat ücretlerde artış yok. Bu durum yaratılan istihdamın kalitesizliğine yorumlanıyor. Enflasyon tarafında %2 seviyesine henüz ulaşılmadı, bu hedef yakalansa da Fed hemen faiz artırır mı şüpheli.

Bir taraftan değerli dolardan şikayetçi Fed başkanları bir taraftan iyi gelmeye devam eden ekonomik veriler Fed’in önümüzdeki dönemde nasıl bir iletişim dil kullanacağı sorusunu gündeme getiriyor. Bir süre daha faizin düşük kalacağına vurgu yapan Fed, makro verilerin iyileşmeye devam etmesiyle birlikte aralık ayında “öngörülebilir bir süre daha sıfır faiz politikasına devam” der mi ?

Faiz artırım döneminin başlangıcı olarak 2015 haziran ayı genel kabul görmeye devam ediyor. Arada gelen bazı verilerle veya Fed bölgesel başkanlarının açıklamalarıyla faiz artırımı bazen 2015 nisan, bazen 2015 eylül dönemine öne alınıp öteleniyormuş gibi görünse de şimdilik 2015 ortası faiz artırımı bizce de makul bir zamanlama barındırıyor.

Bu durumda, her ne kadar beklentiler bir çeyrek öne-ileriye oynuyor olsa da 2015 yılı faiz artırım yılı olacak. Bu durumda doların değer kazanması, Fed istemese de, kaçınılmaz. Doların ana vatanına dönmesi ihtimali, parasal genişleme döneminde bol ve ucuz dolar politikasından istifade eden gelişmekte olan ülkeleri zorlayacak. Bu zorlamayı bir kırılma olarak görmesek de baskı hissedilmemesi imkansız diye düşünüyoruz.

Stresin ölçülmesinin en sağlıklı yolunun ABD 10 yıllık tahvil faizinin izlenmesi olduğunu düşünüyoruz. Ekim ayı içinde 2,20 seviyesinin altına inilse de son durumda 2,33 seviyesindeyiz. Tahvilde 2,50 seviyesi aşılmadan bir baskıdan bahsetmek için erken olabilir. Bu durumun TL açısından anlamı ise;

Dolar/TL paritesinde şimdilik 2,20-2,25 aralığı muhafaza ediliyor. Fakat, özellikle kasım ayının ilk haftası açıklanacak ABD verileri ekonomide güçlenmeye işaret ediyorsa 2,25 seviyesi tekrar zorlanabilir. 2,25 seviyesi aşılırsa yukarıda ilk hedef 2,30 olarak görülüyor. Tersi olur da, makro veriler Fed’i hızlı adım atmama noktasında haklı çıkarırsa paritede tekrar 2,20 seviyesi aşağı zorlanabilir. Bu durumda 2,16 seviyesini güçlü destek olarak görüyoruz.

Destekler: 2,20-2,16-2,10

Dirençler: 2,25-2,30-2,39