28 Şubat 2014 Cuma

YETER Kİ DRAGHİ İKNA OLSUN

Euro/Dolar paritesi aylardır 1.35- 1.38 aralığından kurtulamadı. Doları güçlü kılıp pariteyi aşağı çekebilecek bir haber gelirken, arkasından euro’yu değerli tutacak bir haberle, paritede hareket bant içinde kalmaya devam etti. Kararsız aralıktan çıkmanın vakti gelmiş olabilir, bunun ilk sinyalini Cuma günü Euro Bölgesi enflasyon rakamlarıyla görebilecek miyiz?

Euro Bölgesi Büyüme


Yukarıdaki tabloda büyüme rakamlarını görebilirsiniz. Euro Bölgesi’nde tatmin edici olmaktan çok uzak olsa da büyümede kıpırdanma var. Büyüme rakamı geç gelen, geriden takip eden bir veri fakat galiba bu sefer gerçekten en kötüsü geride kalıyor.

Euro Bölgesi İmalat PMI


İmalat PMI rakamları  2013’den itibaren hafifçe yukarı kıpırdamış ve şimdilik Ocak 2014’de 54 seviyesinde zirve yapmış görünüyor, verinin 50 seviyesi üzerinde olması ekonomik aktivitede canlılık açısından iyi haber. 
Euro Bölgesinde ekonomi dünden daha kötü durumda değil, sorunlu ülkelerin rating şirketleri tarafından görünümleri yavaş yavaş pozitife çevriliyor, borçluluk seviyesi ,işsizlik oranı yüksek olsa da daha düşük faizle çok daha rahat bir şekilde kamu borçlanmaları gerçekleşiyor. Bir anlamda euro’nun değerini yükselten bir etken; AB ülkelerine sermaye akımları göze çarpıyor.

Euro Bölgesi için sorun enflasyonda.

Euro Bölgesi TÜFE


Avrupa Merkez Bankası’nın 2014 yılı beklentisi 1.4 iken, son gelen rakam 0.8 seviyesinde. Düşük enflasyon, deflasyon korkusunu canlı tutuyor. Bölgede kredi büyümesi ve enflasyon düşük kaldıkça gözler Draghi’ye çevriliyor.

Draghi 6 Mart toplantısında ne der, Avrupa Merkez Bankası ne yapabilir?

Draghi son konuşmasında enflasyon konusunda iyimser olduğunu fakat yıllık enflasyonun önümüzdeki aylarda mevcut seviyelerde kalmasını beklediğini söylemişti.  Avrupa Merkez Bankası üzerinde enflasyon kaynaklı bir baskı var, bu baskının seyrine dair en yakın bilgiye cuma günü saat 12.00’de şubat çekirdek TÜFE rakamını ile ulaşacağız. Veriye göre yaşanabilecek 3 senaryo var;

1.       Enflasyon beklenti dahilinde gelir, tartışmalar kaldığı yerden devam eder, Avrupa Merkez Bankası  “yeni bir karar almak için biraz daha bekleyelim” diyebilir, ekonomide toparlanmanın enflasyonu canlandırmak için yeterli olduğu şeklinde ifadeler kullanabilir. Parite 1.35-1.38 aralığında, faiz indirim beklentisini canlı tutarak, bandın üst tarafını zorlayacak şekilde seyrine devam eder.

2.        Enflasyon düşük gelir,ECB’nin faiz indirimi veya LTRO benzeri bir uygulama ihtimali yüksek algılanacağı için paritede 1.35’e doğru hareket yaşanabilir. Negatif faiz şimdilik bize göre uygulaması zor olsa da Alman yetkililerinde ifade ettiği gibi ECB’nin bono alıp daha sonra bu likiditeyi repo ile geri çekmesi sona erebilir, overnight faiz gerileyebilir.


3.       Enflasyon beklentilerden yüksek gelir, bu durum paritede 1.38 direncini geçmede yardımcı olur, paritenin 1.35-1.38 bandı, 1.37-1.39 bandına taşınabilir.




Draghi’nin dediği gibi, ECB gerekeni yapmak için hazır-tetikte, yeter ki ikna olsun.

26 Şubat 2014 Çarşamba

YERLİ YATIRIMCI HAKLI ÇIKTI

Altın yerli yatırımcıya çalkantılı dönemde tam bir sığınak oldu. 31 Aralık 2013 kapanış rakamlarına göre gram altın diğer yatırım alternatiflerinden çok daha kazançlı.


31 ARALIK 2013
26 ŞUBAT 2014
(saat 17.00)
KAZANÇ
BORSA ENDEKSİ
67.800
61.300
% 9.5 KAYIP
DOLAR
2.15
2.22
% 3.2
GRAM ALTIN
83.30
95.40
% 14.5

Altın uluslararası piyasada 1200 dolar altına düşünce 1000 dolar beklentileri hatta daha da düşük seviyeler dünyanın her yerinde ifade edilmeye başlandı. Bu arada yerli yatırımcı Kapalıçarşı’ya koşmuş, piyasada altın bırakmamıştı. Yılbaşından itibaren beklentilerin aksine altında 1180 dolar seviyesinden bugün itibariyle 1340 dolar seviyesine kadar yükseliş yaşandı, bu hareket yaklaşık %14 oranında prim anlamına geliyor. Dışarda ons değerinde artış, içeride siyasi-ekonomik gündemle kurda yükselen artışla birleşince altın, yatırımcısını diğer yatırımcılardan ayrıştırdı.

Türk yatırımcısı için altın, fiyatı ne olursa olsun vazgeçilmez bir tasarruf aracı. Çoğunlukla yastık altı tasarruf şeklinde, fiyatı düştükçe, sebebine çok da bakılmadan alınan, uzun vadeli yatırım enstrümanı ve neredeyse DNA’lara kadar işlemiş, Türk yatırımcısının her zaman güvenli limanı.

Biliyoruz ki yerli yatırımcıların çoğu fiyat ne olursa olsun altında satış için kısa vadede hevesli değil, çünkü altın kara gün parası. Ama yine de altın ile ilgili her haber ilgi çekiyor, altın sürekli merak edilmeye devam ediyor. Altın fiyatları ne olacak?

Altın fiyatları ne olacak sorusuna, dolar kuru ne olacak ve altının onsu ne olacak diye bakmak gerek.
Mevcut koşullarda kısa vadede Dolar/TL kurunda 2.16 seviyesinin altı zor görünüyor. Yeni bir siyasi gelişme olmazsa üstte de 2.25 şimdilik tavan, yani önümüzdeki 1 ay içinde 2.15-2.25 dışına çıkmak için yeni haberlere ihtiyaç var.

Ons değer tarafından bakarsak kısa vadede 1350 doların aşılması zor görülebilir, 1200 dolar seviyesinden başlayıp neredeyse 150 dolarlık primi yaklaşık 2 ayda yapmış altın için yoruldu denebilir ama aceleci olmamak gerek. Fiyat 1350 dolar üzerine oturursa yaklaşık 50-80 dolarlık bir yükselme potansiyeli daha olacak.

Biz yerli altın yatırımcısı için değişik kur ve ons değer üzerinden olası fiyatları tablo ile sunalım, tercih yatırımcılara kalsın

ALTIN ONS DEĞER
DOLAR/TL KURU
GRAM ALTIN FİYATI
1350
2.25
97.65
1400
2.20
99
1430
2.15
98.84
1430
2.25
103.44
1300
2.15
89.86



20 Şubat 2014 Perşembe

ÇİN'İN DERDİ HEPİMİZİ GERDİ

Son gelen HSBC imalat satın alma yöneticileri endeksi verisi Çin’le ilgili kaygıları arttırdı. PMI rakamı 50’in üzerindeyse ekonomide canlılık, 50’nin altında ise sorunlardan bahsediyoruz. Ocak ayı verisi 49.5 idi, Şubat verisi daha kötü geldi 48.3. 

Çin’de bir şeyler oluyor ve bu olanlar bütün dünyayı korkutuyor.

HSBC/Markit İmalat PMI




Çin’in resmi rakamları da çok parlak bir duruma işaret etmiyor aslında.



Veri 50’nin üzerinde görülüyor ama son 3 ayda gerileme göze çarpıyor.

Çin 2014’e parlak bir giriş yapmadı. Ekonomide gidişatı gösteren veriler zayıf, gelen veriler yavaş büyümeye işaret ediyor. Yavaş büyüme de başta gelişen piyasalar olmak üzere bütün dünyayı sarsıyor.

Çin kredi sistemi çok gergin, ülkenin “gölge bankacılık” gibi bir sorunu var. Zayıf öncü veriler, gölge bankacılık endişeleriyle birleşince korku artıyor. Bu endişelerin bertaraf edilmesi için banka kredi mekanizmasında rahatlamaya ihtiyaç var. Şirketlerin temerrüt riski giderek yükseliyor ( özellikle madencilik sektörü). Bir taraftan da Çin Merkez Bankası likiditeyi kısarak kredi büyümesini frenlemeye çalışıyor, bankaları yüksek ve oynak para piyasası oranları için uyarıyor.

Büyüme sıkıntılı, kredi mekanizması sorunlu Çin’de, diğer bir sorun; borçluluk. 2013 tahminine göre toplam kamu borcu GSYİH’nın %50’sine yaklaştı. Uluslararası standartlara göre hala kabul edilebilir seviyede desek de düşük diyemiyeceğimiz bir oran bu.

Çin’de bugüne kadar yerel yönetimlerin ağır altyapı yatırımlarıyla büyüme desteklendi. Fakat borç oranı yükseldi. Resmi rakamlara göre yerel yönetimlerin borcu 2010’dan 2013’e yaklaşık yüzde 80 oranında arttı.

Faiz oranı kısıtlamalarına tabi olmayan gölge bankacılık büyümeyi tetikleyen ikinci unsurdu. Çin’de gölge bankacılık artık o kadar büyük ki müdahele etmek zor. Ama böyle devam etmesi de mümkün değil, olabildiğince yumuşak bir geçişe bütün dünyanın ihtiyacı var.

Bütün bu sorunlara Çin ekonomi yönetimi çabucak çare bulamaz mı? Bulabilir tabii ki. Yerel yönetimlerin borçları roketlense de, otorite yerel yönetimlerin default olmasına müsaade etmeyebilir. Kredi krizini hafifletmek için, büyümeye etkisi azaltılmak isteniyorsa, değişik merkez bankası para politikaları uygulamalarıyla piyasayı rahatlatıbilir. Ve piyasanın tepkisi “palyatif çözümler” olur.


Uzun vadede bahsettiğimiz yapısal sorunları çözmek için esnek döviz kuru, Çin Merkez Bankası’nın daha yüksek faiz uygulaması daha ciddiye alınacak çözüm yolu olarak düşünülebilir. Çin ekonomide yeni uygulamaya koyduğu modeli, ekonomik aktiviteyi ölçen veriler bu şekilde kötü gelmeye devam ederse esnetebilir. Fakat şimdilik önümüzdeki  birkaç ay, kötü PMI rakamları gelmeye devam ettikçe, Çin kabusu piyasaların üzerinden kalkmayacak gibi görünüyor.

10 Şubat 2014 Pazartesi

ABD’DE İŞSİZLİK AZALIYOR AMA ÜCRETLER ARTMIYOR

ABD ekonomisinde işsizliğin azalması kimilerince iyi haber denilip kutlanırken, işgücündeki katılım oranının düşüklüğü işsizliği düşük gösteriyor diyenler kutlamalar için erken diyenler de var.

Fakat istihdam piyasasının seyri herkesten daha çok Fed’i heyecanlandırıyor olmalı. Çünkü Aralık 2012’de Fed sıfır faiz politikasını işsizlikte %6.5, enflasyonda %2.5 hedefine ulaşana kadar devam ettireceğini açıklamıştı. ABD ekonomisi henüz enflasyon yaratamıyor ama işsizlik Fed’in hedefine çok yakın %6.6. Şimdi Fed ne yapacak, ekonomik hedeflerin başlıklarını mı değiştirecek yoksa eski hedeflerdeki seviye beklentilerini mi ? Yarın Yellen’ dan bu sorunun cevabına dair ipucu arayacağız.

İşsizlik konusunda işgücüne katılımın tadı kaçırmasından hariç başka bir konu daha var ki , Fed’in yeni hedefi olmaya aday; ücretler. İşsizlik azalıyor ama ABD’li işçi geçici işlerde mi iş buluyor yoksa sanayide, üretimde daha kalıcı iş bulma şansı yakalayabilmiş mi diye sorulursa, son dönemde geçici işlerdeki artış dikkat çekici. Bir başka konu ise ücretler. İnsanlar iş buluyor, işsizlik azalıyor ama ücretler artıyor mu ? Cevabı aşağıdaki grafiklerde…


Önce işsizlik rakamlarına bakalım


Tabloda Ocak 20140’dan bu yana işsizlikteki azalış trendi görülüyor. Bu iyi haber, fakat ücretler;


Ortalama saatlik ücretlerde artış yok, hatta işsizliğin zirve yapıp gerilemeye başladığı 2010 seviyesinin de altında.

Ücret verileri istihdam konusunda daha yakından takip edilmesi gereken veriler olabilir, Fed’in ücretleri odağa almasıyla gelecekte önüne hata olarak çıkacak adımlar engellenebilir. İşsizlik azalıp ücretler artmıyorsa, ekonomik ortam ne kadar tatmin edici olabilir, bu durumda Fed adımlarını atarken ne kadar hızlı olabilir, yoksa yavaşlamalı mı sorularına daha gerçekçi cevaplar bulabiliriz.

Yellen ve Altın

Son iki ayda beklentilerden oldukça düşük gelen tarım dışı istihdam rakamı Altın’a nefes aldırıyor.

Altın tarafından bakınca zayıf istihdam dataları Yellen’ın önem verdiği işsizlik konusunda, tahvil alımında azaltımın çok hızlı olmayacağı hatta azaltımın duracağı beklentilerini gündeme getirdi. Bu iddiayı güçlendirecek veriler, önümüzdeki aylarda istihdam piyasası tarafından gelmeye devam ederse altının yükselmesine fırsat var diyebileceğiz.

Evans kuralı potansiyel problem. Fed Aralık 2012’de sıfır faiz politikasını işsizlikte %6,5 rakamına, enflasyonda %2 seviyesine ulaşana kadar devam ettireceğini beyan etmişti. Şimdi Fed enflasyon hedefine hala uzak olsa da işsizlik hedefine çok yakın.  ABD ekonomisi faizleri artıracak kadar sağlıklı değilken işsizliğin hedefe çok yakın olmasına Yellen ne diyecek? İşgücüne katılım düşük, Yellen’ın bugüne kadar önem verdiği işsizlik konusuna yoğunlaşması, odağa alması şaşırtıcı olmaz ama öncü olma-rehberlik etme noktasında henüz Yellen’dan çok şey beklememek de yanlış olmaz. Büyük ihtimalle Yellen, bir dönem daha verileri izleyip, kendisini şimdiden bir hedefe bağlamadan yol almaya çalışacak.


Salı günü Yellen’ın konuşmasından sonra, altın kendisini 1275 üzerine atıp bu seviye üzerinde tutunabilecek mi yoksa son istihdam verileri ile buraya kadar mı, göreceğiz. Rakamlar cephesinden bakıyorsak altının 1275 üzerinde kalması, haftayı bu seviye üzerinde kapatması halinde 1350 seviyesi hedef olabilir. 1275 aşılamaz da bir kez daha direnç seviyesi olduğu teyit edilirse 1250-1275 aralığındaki sıkışma bir süre daha devam edebilecek. Bir sonraki tarım dışı istihdam rakamına kadar…

DAX30

DAX30 2014’e çok iyi başlamadı, endeks ocak ayında %2.6 geriledi.

1965’den bugüne endekse göz attığımızda Ocak 2014’ün en kötü 11. ay olduğunu söyleyebiliriz. Ocak ayı yeni yıla girerken yılın tamamına dair bir fikir verebilir mi diye baktığımızda ise, yine 1965’den bugüne geçen 49 yılın 15 yılında endeks ocak ayında negatif performans gösterdi. Kötü başlayan 15 yılın 6’sında ocak ayının negatifliği tüm yıla yayıldı, 9’unda ise endeks sene sonunu yüksek kapattı. Bu durumda ocak ayı DAX için göstergedir demek güç. 2014 için bir şey söylemek için ise çok erken.

2014 çoğu hisse senedi piyasaları için kötü başladı. Riskli varlıklara yatırımcı ilgisi azaldı demek için biraz daha zamana ihtiyaç var. DAX özelinde sigorta, nakliye, otomobil ve kimya sektörü canlı kaldıkça yükseliş ümitleri diri kalabilir.

Kısa vadede 9380 ocak ayı başından gelen en yakın direnç seviyesi, bu seviye üzerinde kalınabilirse hedef  9630 seviyesi olabilir.22 Ocak’tan başlayan kısa vadeli düşüş trendinden kurtulma çabası var. Grafikte görülen mavi çizgi üzerinde kalındıkça yükseliş ümitleri korunabilir. Geri çekilmelerde ise 9080 seviyesi kısa vadeli önemli destek seviyesi.



5 Şubat 2014 Çarşamba

ABD İSTİHDAM RAKAMLARI GELİŞEN ÜLKELERİ KORKUTUYOR MU ?


İçinde bulunduğumuz haftada piyasaların gözü ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik rakamlarında. Bu rakamları en çok da gelişen ülke piyasaları heyecanla bekliyor. ABD ekonomisi gelişen ülkelere biraz nefes aldıracak mı, bu sorunun cevabını cuma öğleden sonra almış olacağız. Bir ümitle beklenen ABD verileri gerçekten piyasaları rahatlatabilecek mi, bu sorunun cevabını arayalım.

ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik rakamlarından önce özel sektör tarım dışı istihdam rakamını göreceğiz. Bu veri de istihdam piyasasındaki gidişata dair fikir vermesi açısından önemli. Aşağıdaki tabloda özel sektör tarım dışı istihdam verisinin seyrini  görebilirsiniz.


Son 4 ayda özel sektör tarım dışı istihdam rakamında 145 binden 238 bine doğru kademeli yükseliş yaşandı. Artık kesinleşen bir yukarı ivme var demek için erken ama tabloda durum fena görünmüyor. ADP'de beklenti 180 bin civarında. Bu beklentinin yukarı veya aşağı uzağında gerçekleşme olması halinde piyasalarda heyecan yaşanması muhtemel.
Gelelim tarım dışı istihdam rakamına;



Geçen ayın şok düşük rakamı (74bin) iklim etkisine bağlanmıştı. Yeni verinin beklentisi 185 bin civarında. Gerçekleşme 200 bin ve üzeri olursa bu ABD ekonomisi için iyi fakat gelişmekte olan ülke piyasaları için kötü haber olur. Geçen ayın şok düşük rakamı gibi beklentiden çok aşağıda gerçekleşen tarım dışı istihdam rakamı ise belki biraz nefes aldırabilir ama kalıcı olması tartışılır.

ABD’de işsizlik ne durumda ?



İşgücüne katılımın neredeyse son 50 yılın en düşük seviyelerde olmasıyla, yani iş bulma ümidi olmadığı için iş aranmaması ile işsizlik düşük çıkıyor denebilir ama sadece manşet rakama bakıyorsak ABD’de işsizlik azalıyor. Geçen ayın işsizlik rakamı %6.7 idi bu ay da veri 6.7 olarak bekleniyor.

ABD verileri Fed’in normalleşme politikasında ne anlama geliyor?

Fed varlık alım programını sonlandırmayı işsizlikte 6.5, enflasyonda %2 seviyesine kilitlemişti. Tablodan da görülüyor ki  Fed işsizlikteki hedefe oldukça yakın.

Enflasyonda durum ise;



Enflasyonda kademeli olarak yükseliş var gibi görünüyor, henüz kesin teyit alınmış olamaz ama enflasyonda da hedefe 2014 içinde çok yaklaşılabilir.


ABD ekonomisi için iyi haberler gelişen ülkeler için ne yazık ki iyi değil. Toparlanan ABD ekonomisi parayı kendine çekiyor. Gelişen ülkelerden çıkan para çıkarken piyasaları bozuyor. Tek iyi haber ise yine Fed’den, Fed işsizlikte enflasyonda hedefe ulaşılsa bile faiz artırmak için aceleci olmayacağını ifade ediyor, en azından 2015’e kadar… Gelişen ülkeler için 2014 zorluklarla başladı, aslında 22 Mayıs 2013’de başlayan doların ana vatanına dönme sürecine, doların değer kazanması sürecine hazırlıklı olanlar daha az hırpalandı ama bir paket-bütün olarak değerlendirilen gelişen ülkelere fazla şans tanınmıyor. Gündemde gelişen ülkelere dair ne kadar kötülük varsa konuşuyoruz. Bu noktada aşırılığa kaçma tehlikesi de var, dikkatli olmak gerek. Her kriz kendi içinde fırsatını barındırıyorsa gelişen ülkeleri odağın çok uzağına koymamakta fayda var diye düşünüyoruz.