26 Haziran 2019 Çarşamba

ASIL HİKAYE ŞU

Bir şeyler oluyor...
Altın 30 Mayıs’ta 1275 dolardan 25 Haziran’da 1438 dolara kadar yükseldi. Kabaca 1 ayda yüzde 12’lik yükseliş.
ABD 10 yıllık tahvil faizi 3 Mayıs’ta yüzde 2,51 seviyesinden 1,98 seviyesine kadar düştü. ABD borsaları zirveleri zorladı.
İşte bütün bunlar Fed ve diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının Fed’i izleyen tavırlarından. Fed faiz indirimine yakın düşüncesi piyasaları hareketlendiriyor, dolar değer kaybediyor. Dolar endeksi, doların 6 gelişmiş ülke para birimlerine karşı değerini ölçen endeks, 23 Mayıs’ta 98,3 seviyesinden 25 Haziran’da 95,8 seviyesine kadar geriledi.
Dolardan kaçan Bitcoin’e de gidiyor
Başlıklar belli; Fed faiz indirecek, İran gerginliği ve G20 zirvesinden çıkması beklenen sonuç dolar sattırıyor, dolardan kaçan Japon Yeni’ne İsviçre Frangı’na Bitcoin’e ve ons altına gidiyor. Jeopolitik risk ve ekonomik kaygılar parayı doların alternatifi varlıklara yönlendiriyor.
Jeopolitik risk konusundan başlayalım. Bugün biraz tansiyon yükselmiş olsa bile jeopolitik başlıkların dün de var olduğunu, yarın da var olacağını biliyoruz. Dünden bugüne nasıl bir risk artışı oldu ki altın veya bitcoin veya Japon Yen’i için yükselişe destek olsun? Hafife almıyorum ama, gerçekten etkisi ne kadardır acaba diyorum.
G20 zirvesinden ticaret savaşının sona ereceğine dair güçlü bir sinyal alınmaması ihtimali… Gerçekten bu savaşın mutlak anlamda sona ereceğini düşünüyorsanız, birkaç kez daha düşünün derim. O savaş bitmez, en iyi ihtimalle daha üst boyuta taşınmaz. Ama en iyi ihtimalle. Dünya Ticaret Örgütü açıkladı. Korumacı tedbirler 2010 yılından bu yana artarak G10 ülkeleri tarafından sürdürülüyor. G20 ülkelerinin Ekim 2018-Mayıs 2019 arasında getirdiği yeni ticaret kısıtlamalarının parasal değeri 336 milyar dolar. Manşette ABD-Çin savaşı gibi görünebilir ama altta gelişmiş ülkeler her beraber bu savaşın içinde. O yüzden bu savaş bitmez.
Hikayenin aslı şu
Trump güçlü dolar istemiyor. Fed’i doları aşırı değerlendiren politikaları (faiz artırımı) yüzünden sert eleştiriyor. Ve bombayı Bank Of America patlatıyor “ Trump devalüasyona hazırlanıyor”. Bankaya göre Trump Hazine’ye talimat verecek New York Fed dolar satıp başka para birimlerini alacak. Dolar şu anda olması gerektiğinden yüzde 13 oranında daha değerli, böylece dolar değer kaybedecek.
Güçlü yerel para, ihracatta rekabet avantajını olumsuz etkiler. Trump dolar aşırı değerli diyorsa amaç ABD ürün ve hizmetlerinin, doların ucuzlamasıyla birlikte, dışarıdan daha fazla talep görmesi beklentisi olmalı. Böylece değersiz dolar ABD ihracatını artırırken içeride üretim artıp cari açık azalacak. 
Eğer doların değerini düşürecek, faiz indirimi haricinde bir hamle gelirse ne olacak? Ekonomi neticede tercihlere dayalı. Bir şey tercih eder, dışarıda tuttuğunuz seçeneğin maliyetine katlanırsınız. Doların değerini hızlı bir şekilde düşürüp düşük tutacak adımlar atılırsa bu durum ABD’yi finanse eden,borç veren yatırımcıları kaçırabilecek, doların rezerv para olma hali sorgulanacak. Doğru ya, paranın değerine dair sert hamleler gelecekse yatırımcı neden dolarda dursun?
Şimdi biraz daha net anlaşılabiliyor mu, neden merkez bankaları rezervlerinde altının payını artırmaya, doların payını azaltıp çeşitlendirme çabasına giriyorlar, neden ülkeler ticaretlerinde yerel para birimini kullanma oranını artırmaya çalışıyor ya da neden kripto paralarda son dönemde olmadığı kadar seri yükselişler var?

CEZALANDIRMAK MI?

2008 krizinden sonra piyasalar yükselirken ana sebep merkez bankalarının izlediği politikalar olmuşken merkez bankalarından müdahale olmadan piyasaların yükselişe devam etmesi, yeni zirvelere ulaşması ne kadar mümkün? 
Piyasalar ne zaman düşmeye başlasa devreye merkez bankaları girdi. 2018 yılı başında küresel piyasalar zirve yaparken küresel merkez bankalarının da bilançoları zirve seviyeye ulaşmıştı. Fed+Avrupa Merkez Bankası+ Japon Merkez Bankası= 15 trilyon dolar para basımı…
Fed faiz artırmaya başlarken piyasaları alt üst etmemek için ihtiyatlı ve titiz davrandı. Bu hassasiyeti memnuniyetle karşılayan piyasalar canlı kalmaya devam etti. Sonra araya ticaret savaşı, küresel büyüme endişeleri, durgunluk senaryoları girdi. 2018’in sonuna doğru borsalar çakıldı ve Fed geldi. Önce faiz artırımı sonra erdi, şimdi faiz indirimine hazırlanan bir dünyadan bahsediyoruz.
Fed’in indirebileceği bir faizi var, 9 faiz artırımından sonra sıfırda yüzde 2,5’a yükselmiş faiz sebebi her neyse gerekiyorsa düşürülebilir. Ama ya düşürecek kadar yüksek faizi olmayanlar? Mesela Avrupa Merkez Bankası hangi faizi düşürecek? 
Faizi olmayan negatif faize geçecek. Avrupa Merkez Bankası yetkililerinden negatif faiz güzellemesi ama aylar öncesinden IMF’in negatif faiz candır açıklaması bu yazının asıl konusu.
Şöyle düşünün
100 liranız var. Bankaya bu birikiminizi yatırıyorsunuz, dönem sonunda banka size 98 lira geri veriyor. Bu işte bir anormallik var, sağlıklı ekonomilerde böyle bir şey olmaz. Ama şimdi negatif faiz konuşuluyorsa sağlıklı olmaktan çok uzak ekonomik yapılardan bahsediyoruz demektir.
Şubat 2019 tarihli bir haber  “Uluslararası Para Fonu ekonomistleri nakit parayı yasaklayıp, merkez bankalarına sınırsız negatif faiz uygulama alanı açarak, bankada mevduat tutup tasarruf yapmak isteyenleri cezalandırmayı tartışıyor”
IMF ekonomistlerine göre gelecekte yeni ekonomik çöküşler olması kaçınılmaz. Rapora göre sert ekonomik daralmalar faizlerde yüzde 3 ila 6 oranında indirime gitmeyi gerektiriyor. Ancak, yeni bir kriz olursa şu an çok az ülke para politikasını çalıştırmak için bu (yüzde 6’lara kadar yükselmiş faiz) oranına sahip. Bu durumda birçok merkez bankasının faizleri negatife çekmek zorunda kalacak.
Negatif faiz döneminde ne oluyor?
- Negatif faiz ile bankadan para tutan tasarruf sahibi parasının eridiğini görüyor.
- Parasının eridiğini gören, parasını bankadan çekerek harcama yönelir ve yatırıma yönelir.
- Fakat faizler negatif olduğunda bile ekonomik aktörler paralarını bankadan çekip sistem dışında tutarak sıfır faizle de olsa tasarruf etmeye devam edebilir.
İşte burada çok acayip bir çözüm önerisi geliyor IMF’den: nakitin yasaklanması
Bu çözüm yoluna göre nakit  para yasak olacak ve tüm işlemler bankacılık sistemi üzerinden elektronik ortamda gerçekleştirilecek. Böylece merkez bankaları istedikleri kadar negatif faiz uygulayarak tasarruf etmek isteyenleri cezalandırabilecek.
Cezalandırmak !!!
Çünkü tek eksiğimizi tasarruf sahibinin cezalandırılmasıydı.
Siz adam akıllı bir çözüm bulmak yerine faturayı kime kesmeye kalkıyorsunuz demezler mi? Kapitalist sisteminin yaşattığı krizlerin sebebi artık tasarruf sahipleri, harcamayanlar, tüketmeyenler mi olacak?
Şimdi biraz daha anlaşılabilir oluyor mu, neden insanlar altın alıyor, neden kripto para dünyası hareketli?
19 Haziran’da Fed Başkanı Powell dijital paralar, kripto paralar konusunda endişeli değilim, kripto paraların merkez bankası paralarının yerini almalarından çok uzaktayız dedi.
Ama bu uzaklığı yakına çeken hamleler de merkez bankalarından gelecek gibi.

11 Haziran 2019 Salı

LET THE PARTY BEGIN !!!


2018 Ekim ayında piyasalarda sorular birikmeye başlamış, Kasım ayında borsalarda düşüş başlamış ve Aralık ayında felaket senaryoları dünyayı sarmıştı. Dünya (piyasalar) yıkılıyordu, merkez bankaları neredeydi? Çok uzakta değil, hemen yakınlardaydı.

Fed’den bahsediyoruz. 2018’in sonunda piyasaları ipten alan Fed 2019’un ilk 4 ayında S&P500 endeksinde %25’lik şahane yükselişin ana sebebi oldu. Bu arada ABD’de 2019’un ilk çeyrek büyümesi geldi, %3,2 hiç de fena değildi, ticaret savaşlı-küresel büyüme endişeleri-belirsizlikler vs. vs. ortamında.

Borsalar yükselirken, piyasalarda 3 ayda beklentilerin (ne beklendiyse artık) ötesinde kazançlar yakalanmışken Fed’in sahneden inmesine izin verilmedi. Bir taraftan verilere bağlı kalınarak para politikası kararı verileceği, ABD ekonomisinde işler yolunda ama belirsizlikler hala mevcut, enflasyon beklentilerin altında ama bu durum geçici olabilir, faiz indirebiliriz de faizi artırabiliriz de, duruma göre, bakacağız, şeklinde Fed haberleri ile günler geçti. Sonra anlaşıldı ki bu ticaret savaşı meselesi çözülmesi kolay bir konu değil, Trump savaşı yayacak, ya istediğini alacak ya da sırayla ABD’nin dış ticaretinde açık verdiği 102 ülke sırayla masaya çağırılacak. Tabii bunun ABD ekonomisine de dünya ekonomisine de bir etkisi olacak. Kimine göre ABD 600 milyar dolarlık maliyete katlanacak, kimine göre ABD ve dünya büyümesi 0,5 puan aşağı çekilecek, ticaret savaşları yüzünden.

Dünyanın sorunu bitmez. Ama piyasaların yükselişte yakıtı er veya geç biter. ABD borsalarında da rekorlar tazelendikten sonra yükselişin nefesi tükenmeye başladı. O yüzden Fed’in sahneden inmesi mümkün değil zaten. Borsalar hep yükselmek zorunda mı, 10 yıldır yükseliyor diye yükselmeye devam mecburiyeti mi var? Mesele şu, finansal piyasalarda bozulma dönüp dolaşıp ekonominin dengelerini bozuyor. ABD borsalarının %10 düşmesi ABD büyümesini %1 kadar aşağı çekebiliyor. ABD borsalarının yükselmesini kendi başarısı olarak gören bir başkan, finansal piyasalarda kırılmaya tahammülü olmayan bir sistemle bir araya gelince, gerekirse piyasa dediğimiz olgu-kavram-mekanizma pamuklara sarılıyor.

Bugünlerde bir kez daha Fed faiz indirimi konusuyla gündemde. Bunu gündemde tutan piyasa aktörleri, ama gündemden düşmesine izin vermeyen Fed duruşu mevcut. Haziran ayının ilk haftasında Fed Başkanı Powell faiz indirimi mesajı verdi. Piyasa zaten faiz indirimi bekliyor. Eylül gibi başlayıp Mart 2020’ye kadar 3 faiz indirimi olur diyenler var.

Fed’in faiz indirmesi ne anlama gelir?

Faiz indirimi riskli varlıklar veya değeri dolarla ölçülen varlıklar ( bknz. Ons altın 30 Mayıs 1274 USD, 7 Haziran 1348 USD) için yükseliş sebebi olabilir. Sonuçta faiz indirimi doların değerini aşağı çekebilecek bir unsur. Piyasalar için yeni parti malzemesi olur faiz indirimi.
Peki gerçekten ABD’de bugünden güçlü faiz indirim mesajları verilmesini gerektiren kötü ekonomik koşullardan mı bahsediyoruz?

ABD’de işsizlik 49 yılın en düşüğünde, büyüme 2. Çeyrekte düşecek olsa bile ABD’nin 2019’u %2 civarında büyümeyle kapatması mümkün, enflasyon canlı değil ama ticaret savaşı-tarife değişiklikleri enflasyonu yükseltmeyecek mi (kitaplarda yanlış mı yazıyor?)

Fed 9 kez faiz artırımı yapıp 0’dan 2,5’a 3 yılda geldi. Faizi yükseltirken ekonomik verilerden ne kadar destek alınmışsa faizi indirirken de aynı mantık çalışacak, belli. İşin bu tarafını başkaları düşünsün.