Bugün gözler TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın Kayseri’de
yapacağı sunumda olacak.
Toplantı önemli, seçimden önceki son hafta başlayan yurt içi
piyasalarda toparlanmanın seyrini etkileyecek etmenlerden ilki Merkez Bankası’nın
faiz duruşu. Yurt içi piyasalarda toparlanma derken endekste yaklaşık 7 bin
puanlık yükselişten, Dolar/TL kurunda 2.23’den 2.11 seviyesine gerilemeden, 10
yıllık tahvil faizinde 1 puanlık düşüşten bahsediyoruz.
Merkez faiz duruşunda gevşer mi, ya da gevşemeli mi
sorununun cevabı meseleye nereden baktığınıza bağlı. Burada iki pencere var;
büyüme ve enflasyon. İlk önce büyümeden endişe edenler cephesinden bakalım.
2013 büyümesi yüzde 4 civarı geldi. Yüzde 4 büyüme dünya ortalaması için fena
olmasa da Türkiye’yi mutlu çok edebilecek büyüme değil fakat mevcut şartlarda
olabilecek büyüme bu kadar. Yüzde 5 altında büyüme işsizliği arttırıyor, özel
sektörü boğuyor. Yüzde 7 üzeri büyümede de önümüze patlamış cari açık sorunu
geliyor, dönüp dolaşıp büyümedeki fazlalık geri alınıyor.
Gelişen ülkeler için coşku ile gelen sermaye akımı, kuru,
faizi aşağı çekip büyümeyi de desteklerken, ülkesine geri dönmeye kalkınca,
kuru zıplatıyor faizi yükseltiyor, büyüme darbe yiyor.
Türkiye 2014 büyüme hedef % 4. Ekonomi yönetimi tüketim
tarafında aldığı kısıtlayıcı tedbirlerle büyüme hedefini aşağı çekti, bu
kararın altında sermayenin izleyeceği yol etkisi var. Çünkü Fed etkisi var. Biz
yüzde 4 büyüme hedefine ulaşır mıyız tartışmasında olumsuz olmak için aceleci
olunmaması gerektiğini düşünsek de hedefi tutturmanın biraz zor olacağını
kanaatindeyiz. 2014’ün yüzde 3 civarı büyüme ile tamamlanması bize göre daha
yüksek olasılık.
Krizle birlikte merkez bankaları bildiğimiz merkez bankaları
olmaktan çıktı, artık daha aktifler veya daha aktif olmak zorundalar. TCMB için
büyümenin desteklenmesi anlamında önümüzdeki 3 ay içinde 50 baz puanlık indirim
bekleyenler mevcut. Bunun yanında Fed’in izlediği politika gereği önümüzdeki 1
yıl içinde faizlerin 200 baz puan artırılması gerekeceğini düşünenler de var.
Faiz indirim beklentisi düşük büyümenin olumsuz etkilerinden olabildiğince
korunmak için var. Merkez Bankası son şok faiz artırımıyla kurdaki oynaklığı
azaltmaya çalıştı ve şu an için başarılı oldu. Fakat faiz artırımının büyüme üzerindeki
negatif etkisi, ekonomide büyüme tarafına bakanları korkutuyor.
İkinci pencere enflasyon. Enflasyonda 2013 yılı içinde 6.13
seviyesi görüldü. Şu anda 8.39 seviyesinde bir enflasyon rakamı ile karşı
karşıyayız ve Merkez Bankası enflasyon hedefini bir süredir tutturamıyor. Mayıs
2013 ile başlayan gelişen ülkelerden sermaye çıkışı , gelişen ülkelerin yerel
para birimlerini zorladı. TL de değer kaybetti. Kurun yükselişi ile enflasyon
arasında doğrudan ilişki var, kur yükselince ve yükseliş kalıcı olunca
enflasyon da yükseliyor. TL yüzde 3 değer kaybederse enflasyon % 1 oranında
yükseliyor. Merkez Bankası kuru düşürmek için değişik hamleler yaptı fakat
TL’nin değer kazanması için faiz artışı zorunluydu. Faiz artınca da üretim
maliyetinin yükselen faiz ile artması maliyet enflasyonu yaratabilecek, bu da
başka bir konu.
Merkez Bankası’nın birinci önceliği enflasyonla mücadele.
Elbette Merkez’in hareket alanı varsa büyümeye elinden gelen katkıyı yapar
fakat dönem sonunda Merkez Bankası’na neden büyümedik sorusunu sormayız. Merkez
Bankası enflasyon hedefini tutturamazsa enflasyonla mücadelede neden başarısız
olduk bu sorunun cevabını vermek durumundalar.
Ekonomide ülkeyi tatmin eden büyüme yokken enflasyonun
yüksek kalması ekonomistleri tedirgin ediyor, durgunluk içinde enflasyon yüksek
işsizliği doğurabiliyor. Bu durumda tartışmaya Merkez Bankası cephesinden
bakarsak, yine kendi ifadelerine göre yaz aylarına kadar enflasyonun yüksek
kalması bekleniyorsa, bugün faiz indirimi kararı alınırsa bu karar çok tartışılır.
Sene sonu 6.6 rakamına yakın olur muyuz meçhul.
Merkez geçtiğimiz dönemde yüksek kurun kötü sonuçlarına mı
katlanılmalı, yüksek faizin kötü sonuçlarına mı katlanılmalı zorluğunda faizi
yükseltmeyi seçti. Şimdi de iki kötüden birini tercih etme noktasında
kendisinden hamle bekleniyor. Bizim beklentimiz ise mevcut politikanın en
azından yaz aylarına kadar devam etmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder