Dün büyüme rakamı açıklandı, veri
beklenenden (% 2.3) yüksek ( % 2.9) ancak Orta Vadeli Program hedefinden (%4)
uzak kaldı. TL bazında 2.9 oranında büyüme varken, dolar bazında ise 2.8
oranında küçülme yaşandığını da belirtmeliyiz. Kişi başına düşen gelirde de
2013 yılına göre yaklaşık 400 dolarlık azalma oldu.
Büyüme verisi geriden gelen bir
veri, geçmiş dönemin büyüme rakamı ile geleceği konuşmak mümkün değil. Ancak
2015 büyümesi ne olur sorusunun cevabını bazı öncü göstergelerde arayabiliriz.
Büyüme için üretim kritik öneme
sahip, Türkiye ekonomisinde sanayinin %25 oranında ağırlığı var. Fakat son
gelen sanayi üretim rakamları hayli sıkıntılı.
Tablo1: Sanayi üretimi
Ocak ayı sanayi üretim rakamında
eksiye dönüldü. Küresel krizin zirvede olduğu 2008-2009 arasında da sanayi
üretimi azalmıştı, yüzde 20 düşüşler görülmüştü. Krizi bir kenara bırakıp
bakarsak en sert geri çekilme 2012 yılında yaşanmıştı (-%0.77)
Sanayi üretimindeki düşüşe
paralel kapasite kullanım oranı geriliyor.
Tablo 2: Kapasite kullanım oranı
Kapasite kullanım oranı (KKO),
bir üretim biriminin, bir dönemde gerçekleştirdiği üretim miktarının,
üretebileceği en yüksek miktara oranıdır. KKO’nın 100 olması beklenmez, kendi
trendi içinde değerlendirmek kısmen yeterli olabilir. Tablonun gösterdiği,
üretim tesisleri giderek daha düşük kapasite ile çalışıyor.
Düşen sanayi üretimi, azalan
kapasite kullanım oranı işsizlik için iyi sinyaller üretmiyor ve işsizlik zaten
yüksek. İşsizlikte tekrar 2012 seviyelerine gelindi.
Tablo 3: İşsizlik oranı
Sanayide alarm zilleri imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksinden de görülebilir.
Tablo 4: İmalat sanayi PMI
PMI rakamının 50 seviyesinin
altında olması ekonomide işlerin iyiye gitmediğine, ekonomik aktivitenin
yavaşladığı şeklinde yorumlanır Son gelen 2015 mart ayı PMI rakamı 48
seviyesinde. Rakam 2009’dan bu yana en dip seviyede.
İmalat PMI düşük, kapasite kullanım oranı düşük, sanayi üretimi
düşük, işsizlik yüksek = Büyüme vasat
Sanayide, üretimde durgunluk,
dönemsel olarak değerlendirilebilir, kötü hava koşulları, siyasi gelişmeler,
jeopolitik riskler vs.. Bir dönem verisiyle yılın kalan kısmına dair mutlak
pozitif veya negatif olmak ise yanlış olabilir. Ancak bir veri var ki sokağın
gidişata dair hassasiyetini ölçer, tüketici güveni…
Tablo 5: Tüketici Güveni
Tüketici güveninde Mart 2015
rakamı 64.4 seviyesine geriledi. 2008-2009 küresel krizin zirve yaptığı dönemin
de altında. Asıl tedirgin edici veri de bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder