1 Nisan 2015 Çarşamba

Bir cisim yaklaşıyor...

Dün büyüme rakamı açıklandı, veri beklenenden (% 2.3) yüksek ( % 2.9) ancak Orta Vadeli Program hedefinden (%4) uzak kaldı. TL bazında 2.9 oranında büyüme varken, dolar bazında ise 2.8 oranında küçülme yaşandığını da belirtmeliyiz. Kişi başına düşen gelirde de 2013 yılına göre yaklaşık 400 dolarlık azalma oldu.

Büyüme verisi geriden gelen bir veri, geçmiş dönemin büyüme rakamı ile geleceği konuşmak mümkün değil. Ancak 2015 büyümesi ne olur sorusunun cevabını bazı öncü göstergelerde arayabiliriz.

Büyüme için üretim kritik öneme sahip, Türkiye ekonomisinde sanayinin %25 oranında ağırlığı var. Fakat son gelen sanayi üretim rakamları hayli sıkıntılı.

Tablo1: Sanayi üretimi



Ocak ayı sanayi üretim rakamında eksiye dönüldü. Küresel krizin zirvede olduğu 2008-2009 arasında da sanayi üretimi azalmıştı, yüzde 20 düşüşler görülmüştü. Krizi bir kenara bırakıp bakarsak en sert geri çekilme 2012 yılında yaşanmıştı (-%0.77)
Sanayi üretimindeki düşüşe paralel kapasite kullanım oranı geriliyor.

Tablo 2: Kapasite kullanım oranı



Kapasite kullanım oranı (KKO), bir üretim biriminin, bir dönemde gerçekleştirdiği üretim miktarının, üretebileceği en yüksek miktara oranıdır. KKO’nın 100 olması beklenmez, kendi trendi içinde değerlendirmek kısmen yeterli olabilir. Tablonun gösterdiği, üretim tesisleri giderek daha düşük kapasite ile çalışıyor.

Düşen sanayi üretimi, azalan kapasite kullanım oranı işsizlik için iyi sinyaller üretmiyor ve işsizlik zaten yüksek. İşsizlikte tekrar 2012 seviyelerine gelindi.

Tablo 3: İşsizlik oranı
  



Sanayide alarm zilleri imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksinden de görülebilir.

Tablo 4: İmalat sanayi PMI



PMI rakamının 50 seviyesinin altında olması ekonomide işlerin iyiye gitmediğine, ekonomik aktivitenin yavaşladığı şeklinde yorumlanır Son gelen 2015 mart ayı PMI rakamı 48 seviyesinde. Rakam 2009’dan bu yana en dip seviyede.

İmalat PMI düşük, kapasite kullanım oranı düşük, sanayi üretimi düşük, işsizlik yüksek = Büyüme vasat

Sanayide, üretimde durgunluk, dönemsel olarak değerlendirilebilir, kötü hava koşulları, siyasi gelişmeler, jeopolitik riskler vs.. Bir dönem verisiyle yılın kalan kısmına dair mutlak pozitif veya negatif olmak ise yanlış olabilir. Ancak bir veri var ki sokağın gidişata dair hassasiyetini ölçer, tüketici güveni…

Tablo 5: Tüketici Güveni



Tüketici güveninde Mart 2015 rakamı 64.4 seviyesine geriledi. 2008-2009 küresel krizin zirve yaptığı dönemin de altında. Asıl tedirgin edici veri de bu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder