23 Ekim 2012 Salı

Sizin gündeminiz hangisi ?

 2002 yılından bu yana büyüyoruz, hatta büyümede rekorlar kırıyoruz dünya krizdeyken. Ama teknoloji yoğun üretimle değil, montajla büyüyoruz, inşaat sektörüyle, betondan kuleler dikerek büyüyoruz. Betonlaşarak büyüme sonsuza dek süremeyeceği için bir yerde tıkanıyoruz.

 Büyüyoruz ama büyümeden kim faydalanıyor? 2002’den bu yana reel ücretler artmıyor. İşçi-memur rekorlar kıran büyümeden pay almıyor, sadece işsiz kalmadığı için seviniyor. İşsizlik azalıyor, ama sanayi-ticaret-hizmet sektörlerindeki artıştan değil kamu kesiminin, devletinin işçi-memur alımıyla azalıyor. Kamunun eleman alımı da bütçeyi zorluyor. Zorlanan bütçede dengeler bozulunca, gelirler giderlerle aynı oranda artmayınca ya özelleştirmeye saldırılıyor ya da zengin-fakir ayrımı yapmadan herkesin gündelik hayatınca kullanmak zorunda olduğu mal ve hizmetlere zam yapılıyor. Bunun sonucunda vatandaşın geliri artmazken gider kalemi büyüyor, tüketmiyor, vatandaş tüketmeyince sanayici üretmiyor, sanayici üretmeyince kazanmıyor, vergi vermiyor, istihdam yaratmıyor. Kısır döndü.

 Büyüyoruz, milli gelir artıyor, 10 yıl önce 3000 dolardan şimdi 10.000 dolara çıkıyoruz. Ama en zengin yüzde 10, toplam gelirin %31’ine sahip. Vatandaş borçlu. 100 kişiden 62’si borçlu.

 Ekonomik kriz bitmiyor ama borsalar rekor kırıyor. Ancak Türk borsasının yaklaşık yüzde 70’i yabancıların portfoyünde. Halka arz seferberliği deniyor, halka arzla küçük yatırımcı darbe alıyor. Futbolda tek adam devri bitip tükenmiyor, Aziz başkan suçlu mu değil mi, Alex gitti kim haklıydı? Klübüne güvenip hisse senedini alıp ortak olan Galatasaray taraftarı bedelli sermaye arttırımı yoluyla usulen doğru fakat vicdanen çok rahatsız edici uygulamalarla karşılaşıyor.

 Güneydoğu sınırından 100 bin kişi mülteci olarak misafir ediliyor, uçak düşüyor, bomba düşüyor, ülke savaşa girsin diye zorlanıyor.

 Rating şirketleri notumuzu arttırmalı, eli kulağında ha bugün ha yarın yatırım yapılabilir ülke olacağız, heyecanla bekliyoruz.

 Yeteneksizsiniz programında ilüzyon yapanı hayretle izliyoruz. Ama hokuspokus gündelik hayatın tam göbeğinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder