Bir kedinin gündelik hayatını gözlemleme imkanınız olduysa,
farketmişsinizdir, evini sizinle paylaşan kedi (çünkü o ev kedinin ve sahiplik
diye birşey varsa kedi sizin sahibiniz), sizi ve evdeki dip köşeyi, her gün
yeni bir merakla koklar. Uzmanlar bu durumun yeni bir şey keşfetme güdüsünden
kaynaklandığını söylüyorlar. Piyasa aktörlerinin hali de kedinin durumuna çok
benziyor. Piyasada her gün yeni bir hikaye aranıyor ama aslında yeni
diyebileceğimiz keşfimiz yok. Ev, evdeki eşyalar ve eve girip çıkanlar aynı.
Son küresel krizden sonra, piyasalarda hikayeyi merkez bankaları
yazdı. Merkez bankalarının yönlendirmesiyle piyasalar yön buldu.
Son günlerde bir yere gidemeyen görüntü sergilese de Alman DAX
endeksi 2009 yılı dibinden %360 oranında yükseldi, aynı dönemde SP500
endeksindeki yükseliş %200’ü aştı, yani hisse senetleri piyasası genel olarak
son 7 yılda gayet iyi performans gösterdi. Euro/Dolar paritesi 2014 Nisan’ında
1,40 seviyesine yakın bölgeden 1,05 seviyesine kadar düştü. Bugün euronun değer
kazanmasına müsaade etmeyen Avrupa Merkez Bankası politikaları ve dolara aşırı
değer kazanımını engelleyen Fed politikalarıyla parite 1,10 seviyesine sıkışmış
durumda. Altın 1900 dolardan 1050 dolara kadar indikten ve 1000 dolar seviyesi
altı konuşulurken, yine merkez bankaları imdada yetişti ve negatif faizin yeni
anormal olduğu dönemde altın dipten dönme fırsatı buldu.
Arada hisse senetleri piyasasında sert düşüşler olsa da genel
trend bozulmadı, altın 1280 dolara kadar yükseldikten sonra negatif faizin
marjinal faydasını azaltmış gibi görünüyor (altındaki yükseliş “ölü kedi
sıçraması” mıydı?). Euro/Dolar paritesi her Fed ve ECB toplantısı öncesinde
veya ABD tarım dışı istihdam verisi gibi makro datalarla kıpırdasa hala bir
yöne doğru kopmuş değil. Son durumda aynı bir kedi gibi, dip-köşeler veya
piyasaların dostu gibi görülen merkez bankaları koklanarak yeni bir hikaye
aranıyor.
Şimdilik yeni bir pozitif hikaye bulunmamış olabilir ama
hatırlamak gerek, son 7 yılda duymadığımız-okumadığımız felaket senaryosu
kalmadı. Fakat piyasalar önüne çıkan engellere takılmadı.
Yine aynı bir kedi gibi, zor zamanlarda dört ayak üstüne düşmeyi bildi.
Kötümserler haklı çıktı mı? Bazen-kısmen.
İyimserler kazandı
mı? Şimdilik / kesinlikle evet.
Kedilerdeki dokuz can meselesine gelince...
Bu noktada
“piyasaların kaç canı kaldı” sorusunun cevabını kötümserlerden bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder