Bugün Avrupa Merkez Bankası’nı
(ECB) ve Başkan Draghi’nin basın toplantısını piyasalar heyecanla bekleyecek.
Piyasaların beklentisi ECB’nin Euro Bölgesi’ne karşı yönelen tehditlere daha
fazla gevşeme ile karşılık vermesi. ECB’den diğer bir beklenti negatif faizde
daha aşağıya inilmesi.
ECB kendisine park eden paradan
%0,3 oranında ücret (negatif faiz) alıyor. Aralık ayındaki toplantıda
piyasaların beklentisi negatif faizin -0,4 seviyesine çekilmesiydi. Bu beklenti
gerçekleşmeyince yaşanan hayal kırıklığı bugün tekrarlanmayabilir. Draghi bugün
rahat. Gevşeme adımlarına itiraz eden Almanya, Mart ayı toplantısında 25 üye
içinde oy hakkı olmayan 4 üyeden biri konumunda.
Merkez bankaları sorunlu dünya
ekonomisine herkesi ikna edici çözümler bulmak zorundaymış gibi düşünülebilir.
Bu düşünceyi tetikleyen bizzat merkez bankaları olunca, her Fed veya ECB
toplantısında piyasaların dalgalanması normal.
Fed’in konut sektörü kaynaklı
görülen krize cevabı devasa parasal genişleme olmuştu. Bugün ECB aylık 60
milyar euroluk tahvil alımıyla aynı yoldan ilerlemeye çalışıyor. Ekonomik
krizle kırılgan hale gelen dünya için merkez bankalarının anormal tedbirlerine
ise bir yenisi eklendi; negatif faiz.
Bölge ekonomisini kurtarmak için
ne gerekiyorsa yapacağını söyleyen Draghi, negatif faiz uygulamasıyla olumlu
sonuçları amaçlarken başka bir noktadan sıkıştırılıyor. Negatif faiz uygulaması
bankacılık sektörünü hırpalıyor. Nitekim yakın geçmişte Avrupa banka
hisselerinde yaşanan sert düşüşlerde negatif faiz uygulamasının banka karlarını
eriteceği endişesinin büyük payı vardı.
Merkez bankalarınca bulunacak
ideal bir çözüm, her kesimi mutlu eden
kararlar dünyası zaten hiç olmadı, olmayacak. Piyasalar açısından bakarsak
artık merkez bankalarının daha fazla gevşemeci tavırları nihai faydasını
azaltıyor. Uzun bir dönem, özellikle ABD ekonomisi için, kötü ekonomik veriler
Fed tarafından sisteme daha fazla para verilmesi ile sonuçlanmış ve dolar ile
alınan ne varsa fiyatı yükselmişti. Şimdi parasal gevşeme üzerine negatif faize
geçilmesi, piyasa aktörlerini daha riskli varlıklara yöneltiyor. Bir merkez
bankası bankalara “bana para getirmeyin, getirirseniz paranızdan %0,3 kesinti
yapar size öyle iade ederim” derse, sistemi kredi vermeye zorlar ama sistem
kredi verme koşullarını uygun görmezse, paranın gideceği yer spekülatif alanlar
olacaktır.
Başka bir sorun daha var.
Merkez bankalarının zor
koşullardaki anormal tedbirleri artık piyasa aktörlerini zorluyor. Normal
koşullarda ekonominin gidişatına dair öncü sinyaller veren hisse senedi,
tahvil-bono piyasaları artık sinyal değil gürültü üretiyor. Piyasaların tepkisi
artık daha az anlaşılır durumda. Hatta piyasalar merkez bankaları tarafından
“bizi yanlış anlıyorsunuz” şeklinde suçlanabiliyor. Çarpık para politikaları
yatırımcıları temel yaklaşımlardan uzaklaştırıp bir uçtan diğer bir uca
savuruyor. Hesaplar silinme ihtimaline karşın kurşun kalemle yapılıyor.
Bugün ECB toplantısı ile
piyasalar kısa vadede istediğini alabilir ancak artık reel ekonomi için iyi
olmayanın piyasa için iyi olmadığı eski normal reflekse doğru adım adım
ilerleyen piyasalar, kırılgan ancak umutlu halini koruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder