2 Mart 2024 Cumartesi

Fed'in Beklenmedik Hamlesi ve Avrupa'nın Sıkışmışlığ

Merkez bankalarının sıkı para politikaları, ekonomi dünyasının uzun süredir aşina olduğu bir gerçekti. Ancak 13 Aralık 2023'te Fed'in beklenmedik bir dönüş yaparak 2024'te faiz oranlarını düşürmeyi planladığını açıklaması, finans piyasalarında yeni bir sayfa açıyor. Bu karar, Wall Street'te alım çılgınlığına yol açtı ve yatırımcıların gözlerini Amerikan ekonomisine dikti. Peki, Fed Başkanı Jerome Powell'ın bu stratejik pivotu, parasal genişlemeye doğru küresel bir eğilimi tetikleyecek mi?

 

Avrupa'nın İkilemi ve Enflasyonun Düşüşü

 

Bu yeni dönem, Avrupa Merkez Bankalarını zor bir duruma sokuyor. Daha önce faiz indirimlerine karşı çıkan ECB ve İngiltere Merkez Bankası, şimdi Fed'in izinden gitmek zorunda kalabilir. Ancak asıl soru şu: Avrupa, ABD'nin aksine, daha gevşek bir para politikasına gerçekten ihtiyaç duyuyor mu?

 

Amerika'nın Enflasyon Savaşı ve Avrupa'nın Soğuk Ekonomisi

 

2023'te ABD'de enflasyonun %3,5'in altına düşmesi bekleniyor. Buna rağmen, işgücü piyasası hâlâ kızgın ve ücret artışları, enflasyon hedefleriyle uyumsuz bir hızda ilerliyor. Amerika ekonomisi, Fed'in desteklemesine pek ihtiyaç duymuyor gibi görünse de, Avrupa'da durum farklı. Enflasyonun düşüşü ve üretimdeki zayıflık, ECB için gevşek para politikasına geçiş yapmayı daha mantıklı kılıyor.

 

Maliye Politikası ve Geleceğe Yönelik Adımlar

 

Amerika'nın pandemi sırasında ve sonrasında uyguladığı teşvikler, enflasyonu yukarı çekerken, Avrupa daha temkinli bir yaklaşım benimsedi. Bu farklılık, ECB'nin 2024'te politikalarını gevşetmesi gerektiğini işaret ediyor. Aksi takdirde, 2008 ve 2011'deki gibi şahin yanlış adımlarını tekrarlamış olacak.

 

Sonuç: Ekonomik Dengelerde Yeni Bir Dönem

 

Fed'in bu hamlesi, küresel ekonomide yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ancak, bu yeni dönemin getireceği riskler ve fırsatlar, merkez bankalarını ve piyasaları önemli kararlar almaya zorluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder