·
Daha önce Türkiye’de şirket satın almış-ortak
olmuş yabancı yatırımcılar ülkeden çıkma kararı alıyorlar.
· Gündemde yokken, daha en az yıl kadar öncesinde beklenmezken ülkenin notu
yükseltiliyor. Kredi derecelendirme kuruluşu “iyisiniz iyi” diyor.
· Suudi Arabistan “alın nerede kullanırsanız kullanın”
diyerek Türkiye’ye 10 milyar dolar veriyor, eskilerin deyimiyle bilabedel,hibe,
karşılıksız !!! .
· Avrupa’da ekonomik yangın bırakın sönmeyi daha
da hararetleniyor. Yunanistan’da güç bela hükümet kuruluyor ama hemen bakanlar
hastalanıyor, “midem bulandı, başım ağrıdı” diyip hastaneye kaldırılıyorlar,
maliye bakanının istifa ettiği söyleniyor , daha koltuğuna oturmadan.
· Güney Kıbrıs, ben de battım diyip yardım istiyor
Avrupa Birliğinden.
Bunlar kabaca ekonomik özet.
Politikada ; Başbakan Obama ile görüşüyor, terör
örgütü saldırıyor. Sonra Türk savaş uçağı uluslar arası kara sularında Suriye
tarafından düşürülüyor. Savaş, Suriye’ye
müdahele sesleri yükseliyor, içeriden ve dışarıdan.
Ekonomik kriz devam ediyor, toparlanamıyorlar
bir türlü, kriz insanlık üzerindeki negatif etkisini büyütüyor. Kriz hem
ekonomiyi hem siyaseti bozuyor. ABD ve AB krizinin ilk patlak verdiği günlerden
sonra, kriz, bir yerlerde savaş yaşanmadan bitmez söylemleri hatırlanıyor mu ?
Şimdi ekonomiyle politikayı yan yana
koyunca, yaptırılmak istenenle, bayram değil seyran değilken sırt sıvazlama operasyonlarının sebebi
anlaşılıyor.
Savaş para demek, parayla savaşılır. Ya da
para için savaşılır. Biz ülke olarak, aslında finansal bir savaş ortamına
çekilmek istenirken, kendimizi doğru yerde mi konumlandırıyoruz ?
Övgülere,kışkırtmalara,para ya mı kanacağız
yoksa barış için gene bedel mi ödeyeceğiz ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder