12 Haziran 2012 Salı

Yaşasın cari açık küçülüyor !


Cari açık rakamları açıklandı, 2012 ocak-nisan döneminin 4 aylık cari açık rakamı 21.2 milyar dolar olmuş. Bu rakam 2011’nin ocak-nisan döneminde 29.2 milyar dolardı.  Cari açıkta geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 27 oranında gerileme var, ciddi bir gerileme.

Türkiye için cari açıkta gerileme demek, büyümede vites küçültme demek. Yani cari açığımız azalıyorsa büyüme hızında yavaşlama olacak. Bu durum ekonomi yönetimi tarafından zaten öngörülen ve hedeflenen bir gerileme. Ne kadar cari açık, o kadar büyüme.

Cari açığın küçülmesinde başarı,ihracatın ithalattan daha çok artmasıyla oldu. Yurt dışından daha çok döviz aldık, yurt dışına daha az döviz gönderdik. İhracatın ithalattan daha hızlı artması gayet olumlu ve sağlıklı bir gelişme. Bu pozitif durumu bir kenara not aldıktan sonra Türkiye cari açığını nasıl finanse etti, yani nerelerden döviz buldu da yurt içine soktu ona bakarsak, tablo biraz ekşileşiyor.

Cari açık rakamsal büyüklük olarak can sıkıcı veya istenmeyen ama mecbur kalınan bir durumken, açığın ne şekilde finanse edildiği, dövizin ne amaçla yurt içine geldiği yani cari açığın finansman kalitesi de ayrı bir dert.

İlk 4 aylık cari açığımız 21.2 milyar dolar.
Ülkeye döviz girişi olarak görülen kredi, yani borç tutarı : 11 milyar dolar
Para ve sermaye piyasalarına, paradan para kazanmak için gelen, ürkek ve agresif döviz miktarı : 6,3 milyar dolar
Nereden geldiği, niye geldiği,nereye gideceği belli olmayan döviz miktarı : 2,9 milyar dolar
Yukarıda saydığımız 3 başlıktan farklı olarak ülkeye yatırım amacıyla gelen,uzu vadeli, elini taşın altına koyan,ülkenin kaderini paylaşan döviz miktarı 2,5 milyar dolar.

Tablodan çıkan sonuç: ülkeye giren her 100 doların 88 doları sıcak para, agresif,ilk krizde kaçan,kaçarken krizi büyüten para.

Türkiye ekonomisi elin parasıyla birşeyler yapmaya, üretmeye ayakta kalmaya çalışıyor. Fakat mevcut üretim sistemi Türk insanına değil, para getirene yarıyor. Bu şekilde ayakta kalmak zor. Sistemin sonsuza dek borç parayla dönmesi de mümkün değil. Kriz sözcüğünün üretici-esnaf arasında gündelik hayata yapışması boşuna değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder